18-12-2022 16:41:17

Çiğdem Çalışkanoğlu: Evimiz minik bir veteriner kliniği gibi

Çiğdem Çalışkanoğlu: Evimiz minik bir veteriner kliniği gibi

Başarılı iletişimci ve ACC Profesyonel Koç ve Mentör Çiğdem Çalışkanoğlu ile aşkı, mutlu evliğin sırrını ve hayvan sevgisini konuştuk.

Ünlü bir çiftisiniz ama ben yine de sormak istiyorum. Sizi tanıyabilir miyiz?

Ben kendimi ünlü olarak görmüyorum. Ünlü olan eşim ve tabii ünlü olan arkadaşlarım var. Bu sebeple tanınıyor olabilirim. Benim ünlülük anlayışım biraz farklı. Eğer insanlar, sizi sokakta görüp tanıyorlarsa ünlüsünüzdür. Beni sokakta görüp tanıyan çok az insan var. Kendi memleketim olan, Antakya'da tanınıyorum daha çok.

 Ben, sosyal medya ünlülüğünü pek ünlülükten saymıyorum çünkü manipüle edilebilecek bir alan. Takipçi sayısı yüksek olan herkes ünlü değildir zaten öyle abartılı bir takipçi sayım da yok.  Gerçekte de çok takipçisi olan çok az insan var. Çoğu kişinin takipçisi sayısının gerçek olmadığını da yaptığım iş ve içinde bulunduğum sektör sebebiyle ölçebiliyor ve görebiliyorum.

Bizim, sade bir hayatımız var. Bu da sosyal medya için pek cazip değil.

Özel bir bankada Satış ve Pazarlama alanında başladığım kariyerimi, uluslararası lojistik ve dış ticaret sektöründe devam ettirdim. Uzun yıllar orta ve üst düzey yönetici olarak çalıştıktan sonra, dünyanın pek çok ülkesinde edindiğim satış ve pazarlama deneyimlerinden yola çıkarak, insan odaklı satış, kariyer yönetimi, marka yönetimi, pazarlama stratejileri, marka konumlandırma ve algı yönetimi gibi alanlarda eğitimler alarak, araştırmalar ve projeler yaptım.

Üst düzey yönetici koçluğu eğitimi aldıktan sonra, CPD (Continuing Professional Development) akredite koçluk eğitimini tamamladım. Bundan sonra, temel koçluk eğitimi ACSTH (Approved Coach Spesific Training Hours) akredite eğitim programını bitirip, ICF (international coaching federation) akredite/ACTP (accredited certified training program) eğitimini de başarıyla tamamlayarak, ACC Profesyonel Koç ve Mentör ünvanı aldım.

İçgörü ve karakter analizleri konusunda, psikoloji eğitimleri almaya devam etmekte olup bunun yanı sıra halkla ilişkilerde güncel kavramlar ve gelişmeleri takip etmek amacıyla, ikinci üniversite olarak Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümünde öğrenim görmeye devam ediyorum.

Hali hazırda, markalara, markalaşma yolunda ilerleyen kişi ve kurumlara, iş başlangıç aşamasında olanlara; stratejik iletişim danışmanlığı, medya, halkla ilişkiler ve kriz iletişimi, marka algısı oluşturma ve konumlandırma, itibar yönetimi ve sosyal ilişkiler konusunda profesyonel danışmanlık hizmeti vermekteyim.

Uluslararası alanda da kurumsal koçluk, marka ve ticari danışmanlık yapmaya devam ederken bir yandan da arada sırada bazı dergi, gazete ve web sitesinde de yazılar yazmaktayım.

Burcunuz, hobileriniz, çocukluk hayalleriniz…

 Burcum, aslan. Yükselen ve ay burcum yengeç. Astroloji sever biri olarak, tüm haritama vakıfım :-)  Okumaya ve yazmaya karşı çocukluktan beri çok büyük merakım  var. Kimsenin okumayacağı şeyleri bile okurum saatlerce. Tabii okumak ve ilgilendiğim  alanlar hakkında araştırma yapmayı hobi olarak görmüyorum. İnsanın kendi kendini yetiştirmesi ve donatması olarak görüyorum. Özellikle, tarih , arkeoloji , teoloji, mitoloji gibi konular, benim için her zaman ilk sırada. Seyahat ettiğim zaman da , ilk olarak böyle yerlere gidip videolar ve fotoğraflar çekmeyi seviyorum. Bunun dışında son bir kaç senedir amatör olarak değişik türde materyalleri  boyama, dönüştürme ve renklendirme gibi şeyler yapıyorum. Yine amatör olarak, bahçe işleriyle uğraşıyorum. Bahçe işleri ve boyama yapmayı hobi olarak tanımlayabiliriz.

Çocukken , önce arkeolog olmak istiyordum sonra da gazeteci ve yazar olmak istedim.En sonunda da ticari alanda başarılı bir yönetici olmayı hayal ettim ve oldum. Arkeoloji ve yazarlık  , profesyonel anlamda olmadı ama bir şekilde hayatımın içinde hep var oldular. 

Çok sevilen ve örnek bir çiftisiniz. Mutlu evliliğin sırrını bize de anlatır mısınız?

       Sevildiğimizi hissediyorum bu da bizi çok mutlu ediyor.  Örnek olabiliyorsak, ne mutlu     bize. Bu, çok değerli bir şey çünkü içinde sevgi , saygı ve en önemlisi güven barındıran bir kavram. Mutlu evliliğin genel bir sırrı var mı ? Bilmiyorum. Her ilişkinin kendi içinde farklı dinamikleri var çünkü. Bunun, belli bir tarifi yok bence. Ancak kendi adıma hem bir kadın hem de profesyonel bir koç olarak şunun önemini vurgulamak isterim.

'' Kişisel alana saygı ''  İnsanlar,  her konuda ortak zevkler paylaşmıyor olabilir hatta tamamen zıt karakterlerde de olabilirler. Önemli olan, karşındaki kişiyi kendine uyumlanmaya zoralamak  yerine, yapmaktan hoşlandığı şeyler için alan bırakabilmek. Benim ve eşimin çok farklı ilgi alanları var ancak çok fazla ortak noktamız da var. Farklılıklarımıza saygı gösteriyor ve sınır ihlali yapmıyoruz. Sevdiğimiz,  ilgilendiğimiz ve yaptığımız şeyleri kendi aramızda  sürekli konuşur ancak buna dahil olmakla ilgili  birbirimizi zorlamayız. Mahremiyetlerimize ve kişisel alanlarımıza karşı saygılıyız. Bence bu çok önemli çünkü aynı evde ortak bir yaşam kararı almış olan iki insanın bu kurum içinde sadece bir eş olarak değil, birey olarak da var olabilmesi gerekir. Evlenene kadar gelişmiş alışkanlıklar, duygular, karakter yapısı, kültürel birikim, sosyal çevre  vs. evlenince birden bire yok sayılmamalı. Klişe gibi gelebilir ama bizim sırrımız saygı.

Evlilik aşkı öldürür mü?

          Doğru kişiyle evlenilmişse, öldürmez.  Bilakis besler. Yirmili yaşlarında olan biriyle, kırklı yaşlarında olan birinin aşka bakış açısı aynı değildir. Genç yaşta evlilik yapan insanların zaman içinde geçirdiği değişim, aşkın öldüğüne dair bir söyleme neden oluyor. Burada, değişen aşkın kendisi değil, kişinin kendisidir. Bence, olaya bu açıdan bakmak gerekir. O yüzden evlenmek için çok acele edilmemesi gerektiğine inanıyorum. Evlilik için, fiziksel olgunluğun yanı sıra kişi, ruhsal ve mental olarak da olgunlaşmış olmalı.

Aşk her şeyi affeder mi?

 Bence, affetmez. Ediyorsa, altında başka sebepler vardır.

 Affetmiş gibi görünür sadece. Aşık olduğu kişiyi, kaybetmemek için, affetmiş gibi davranabilenler vardır elbette fakat bazı yaralar, asla iyileşmez. Üzeri örtülse de, zaman içinde sürekli olarak ortaya çıkar. Tekrarlanan bir travma haline gelir. Bu da sağlıklı bir şey değil.

Aşkın gözü gerçekten kör mü?

          Kör tabii. İyi ki de kör.  Şu anda dünya üzerinde, güzel olan ne varsa hep aşk yüzünden. Sanatın, kültürün, müziğin, edebiyatın  ve daha bir sürü muhteşem ve görkemli şeyin sebebi, aşkın gözünün kör olması değil mi?

Doğayı ve hayvanları çok sevdiğinizi biliyoruz. Evinizde kaç evcil dostunuz var?

Doğaya ve hayvanlara aşığım. Evimizde daimi olarak bizimle yaşayan yedi kedi ve bir köpeğimiz var. Bahçede ise kocaman bir kedi klanımız var. Düzenli olarak yaşayan on kedimiz, dönemsel olarak gelip giden bir o kadar daha kedi dostumuz ve iki de köpek dostumuz var. Sokağımızda yaşayan tüm kediler, dönemsel olarak gelir, gider. Hepsini tanırız.

Sokak hayvanları için de çok çabaladığınızı ve çalıştığınızı biliyoruz. Örnek olması adına sormak istiyoruz. Neler yapıyorsunuz?

Öncelikle kendi yaşam alanımız içindeki dostlarımız için düzenli  besleme ve tedavi sonrasında ise mutlaka kısırlaştırma yapıyoruz. Kediler,  kendi aralarında anlaşmış gibi, hastalanınca ya da yaralanınca  bize gelir:-) Açıkçası , kolay bir durum olmasa da , bize gelmeleri  bizi mutlu ediyor.  Daha önce hiç görmediğimiz pek çok hasta kediyi, bahçemizde bulmuşluğumuz  çok olmuştur.  İyileşip giden de oldu. Temelli bahçe de kalan da, eve komple yerleşen de. Evdeki nüsufun tamamı , tedaviden sonra bizimle kalan dostlarımızdan oluşuyor. Tedavi sürecinde , evde özel bakım gerektirenlerin hepsi şu anda evin birer ferdi olmuş durumda. Hepsinin çok özel ve ayrı ayrı hikayeleri var.

Beslenme konusu bizim için  çok önemli çünkü yeterince beslenmeyen hayvanlar, hastalıklara karşı çok zayıf oluyorlar. Evimizin civarına yerleştirdiğimiz beslenme kaplarımız var. Her zaman taze mama ve temiz su bulunduruyor, ağız yoluyla bulaşan viral hastalıklara karşı ,bu kapları düzenli olarak  dezenkefte ediyoruz.  Evimiz minik bir veteriner kliniği gibi. Her türlü ilaç  ve hayvan sağlığıyla ilgili medikal ürün ve sarf malzememiz var.  Yaşadığımız site sakinleri de bu konuda çok duyarlı. Pek çok insan , bahçesinde ve evinde onlarca kedi ve köpeğe bakıyor. Bu anlamda buradaki canlar, diğerlerinden daha şanslı olsa da maalesef, sokakta yaşayanların , evde yaşayan dostlarımıza göre çok daha büyük sağlık sorunları var. Bunların başında da  viral hastalıklar geliyor.

 Biz , yakalayabilidiğimiz tüm dostlarımızı güzelce besledikten  sonra mümkünse temizleyip, istisnasız  veterinere götürüyoruz. Bunu yapmak , her  zaman kolay olmuyor çünkü beslenmeye gelenlerin bazıları çok ürkek ve yaklaştığımız an bizden, kaçıyor. Bu durumda da , mama ve suya karıştırılabilen vitaminler ve takviyeler verebiliyoruz ancak. Mesela, Lucy adında bir kedimiz var. Dört yıl önce çok hasta bir şekilde bahçemize geldi.

O kadar hastaydı ki; bir yandan mama yerken, diğer yandan aynı anda dışkısını tutamıyordu. Bunu görmek bizim için çok üzücüydü. Hemen,yakalayıp, tedavi ettirmek istedik ancak mümkün olmadı çünkü hasta olmasına rağmen aşırı çevik bir kediydi. Lucy için özel bir beslenme planı yaptım.Aylarca ona özel mamalar, vitaminler ve bağışıklık destekleyici ilaçlar verdim. Lucy için hazırladığım plan, bir kaç ay sonra  sonuç vermeye başladı. Tam iyileşip toparlandı ki , bu defa da hamile kaldı. Hem doğumuna yardımcı olmak , hem de tedavisine devam edebilmek için, bahçeye özel ısı yalıtımlı , su geçirmez  kedi evleri yaptırdık. Devam eden süre içinde Lucy her sene iki kez olmak üzere en az dört- beş yavru dünyaya getirdi. Tabii , genetik aktarımla birlikte, yavruların çoğunda da değişik hastalıklar çıktı. Yoğun ve agresif tedaviler uygulamamıza rağmen, çok azı hayatta kalabildi. Lucy'i yakalamak için hala tüm gücümüzle uğraşıyoruz. Kısırlaştıramadığımız tek kedimiz o. Ondan daha agresif ve iri olanları bile yakaladık ama Lucy için hala uğraşıyoruz. Veteriner arkadaşlarımız , konu komşu, bir sebeple evde ya da bahçede çalışanlar dahil henüz kimse yakalayamadı.  Lucy örneğinde olduğu gibi tek bir kedi bile kısırlaştırılmadığı takdirde , her sene onlarca yavru dünyaya getiriyor.  Kontrolsüz bir şekilde artan bu popülasyon , hem kediler için zararlı  hem de diğer canlı popülasyonlarını tehdit ediyor.

Kendi bölgemizdeki dostlarımızın bakım ve tedavileri   dışında, yine kendi başına sahada çalışan ve elini taşın altına koyarak var gücüyle çabalayan hayvan dostu ,arkadaşlarımıza da zaman zaman destek olmaya ve seslerini duyurmalarına yardımcı olmaya çalşıyoruz. Özellikle tedavi ve yuvalandırma için sosyal medyada paylaşım yapmak çok önemli . Hem ben hem de eşim, şimdiye dek hiç bir paylaşım talebini geri çevirmedik. Bu vesileyle ,pek çok dostumuzun, yuva bulmasına ve tedavi olmasına katkı sağlıyoruz. Bu kolektif bir çalışma. Herkes, kendi gücü oranında bir ucundan tutmalı. Maddi veya fiziksel olarak bir katkı sağlamak herkes için mümkün olmayabilir ancak , ilanları paylaşmak bedava ve çok kolay. Küçük ama çok önemli bir katkı.

Sokak hayvanları için bir çözüm önerisi sunmak isteseniz, neler söylerdiniz?

         Sokakta yaşayan dostlarımızın düzenli beslenmesi ve kısırlaştırılmaları çok önemli. Bu konuda ,kendine hayvansever diyen pek çok bilinçsiz insanla karşılaşıyoruz. Yanlış ve kötü besleme ve özellikle de kısırlaştırma konusunda insanlar, bilinçlendirilmeli. Kısırlaştırma , sokaktaki dostlarımız için daha az mağduriyet, daha az hastalık, daha iyi beslenme, daha kolay  yuvalandırma demektir. Burada, belediyelere çok büyük görevler düşüyor ancak bu konuda yeterli ve adil bir çalışma yapılmadığına pek çok kez üzülerek, şahit olduk. Bir avuç insan, yine insan üstü çabalarla kendi başına bir şeyler yapmaya çalışıyor. Yıllardır süren ve hala bir türlü başarıya ulaşamayan bir mücadele bu. Bu alanda çabalayan insanlar,  yalnız bırakılıyor, marjinal olarak yaftalanıyor. Bu yüzden, kendi aralarında birbirlerine destek olmaya çalışıyorlar. Bütün bunlar da, sokaktaki dostlarımızın daha iyi yaşam şartlarına ulaşmasını zorlaştırıyor. Hayvan dostlarımızın hakları, bir an önce devlet tarafından koruma altına alınmalı. Toplum, bu konuda bilinçlendirilmeli. Belediyeler, bu konuda şeffaf ve gönüllülerle birlikte çalışmaya açık olmalı.  Koruyucu aile olmak isteyen ama maddi olanakları olmayan kişilere de tedavi, beslenme ve kısırlaştırma konusunda destek olmalı. Hayvanseverler ve yetkili kurumlar birlikte hareket edip, sorunları beraber çözmeli. Onlarca çözüm üretilebilir. Ben veya bir başkası bir sürü proje geliştirebilir ve uygulayabilir. Önemli olan buna destek olabilecek yetkili muhataplar bulunabilmesi.

Biraz da iş diyelim. Yeni projeleriniz neler?

İşler, piyasa şartlarına göre dönemsel olarak değişiyor. Son bir kaç yıldır çok ekstrem bir şey olmadığı sürece, bireysel koçluk yapmıyorum. Koçluk mesleğinin, toplum nezdinde çok doğru anlatılmadığı, bu yüzden de anlaşılmadığı ve bazı kesimler tarafından manipüle edildiğini görmeye başladığımdan beri, bireysel koçluk alanına biraz mesafeli duruyorum. Alakalı, alakasız pek çok kişi kendine koç, yaptığı işe de de koçluk demeye başladı. Bu sebeple, bireysel çalışmalar yerine markalar ve kurumlara danışmanlık hizmeti vermeyi tercih ediyorum. Böylece, ticari geçmişim ve tecrübelerimi de aktarabildiğim, içime daha çok sinen bir alanda butik çalışmalar yapabiliyorum. Biraz seçici bir yapım olduğu için, gönül bağı kurabileceğim markalar ve insanlarla çalışmaya özen gösteriyorum. İnanmadığım hiç bir şeyin içinde yer almam. Başarılı olmak için inanmak şart.

Yeni projelerim, ticaretten ziyade toplumsal faydaya yönelik sosyal ve kültürel bir takım çalışmalarla ilgili. Hali hazırda bitirmek üzere olduğum iki okul projesi var. Okulların eksiklerini tamamlamak üzereyiz. Sonrasında, memleketim olan Antakya'da,  bir şeyler yapmak istiyorum.Tarihi ve kültürel açıdan çok zengin bir geçmişi var ancak genel olarak gastronomi alanında bir takım tanıtım ve pr çalışmaları yürütülüyor. Oysa, antik çağlarda dünyanın sanat ve kültür başkenti olan bir şehir. Kudüs, Roma ve İstanbul kadar değerli. Bu konuda bazı fikirler geliştirdiğimiz bir arkadaşım var. Proje, henüz tüm hatlarıyla netleşmedi. Bunun için biraz zaman ve kaynağa ihtiyaç var. Hayata geçirilebilmesi için, sponsorlar gerekiyor. Biraz daha şekillenince, bu konuyu gündeme getirmeye niyetliyiz.

Bunun dışında yine kadınlar, gençler ve çocuklarla ilgili devamlı bir şeylerin içinde olmaya gayret ediyorum. Yeni projelerim, yine bu alanlarda olur.

Birlikte bir projede sizi görebilecek miyiz?

 Eşim ve beni birlikte görebileceğiniz tek proje ancak sosyal bir proje ya da bu amaçla yapılmış bir iş  olabilir. Sanatsal anlamda yetenekli biri olduğumu düşünmüyorum. Özellikle kamera karşısında çok utangaç bir yapım var. Benim de içinde yer almam için çok çok özel bir şey olması lazım. 

Sosyal projelerle ilgili ikimizin çok ortak noktası var. Şu ana kadar bu anlamda pek çok kampanya ve projenin içinde yer aldık ve ufak da olsa bir şeyler başarabildiğimizi düşünüyorum. Bu tür projelerde yer almak bizi çok mutlu ediyor. Her zaman söylediğim bir söz vardır. İnsanın , üç şeyi varsa, birini kendine ayırmalı, diğer ikisini de dünyaya vermelidir. Biz de böyle yapmaya çalışıyoruz.

Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Beni çok üzen ve rahatsız eden bir konuda bir kaç kelime etmek istiyorum.

Dünya sadece bizim evimiz, değil. İnsanlar, dünyanın tek sahibi değiller. Başka canlıların da, bu gezegende yaşamaya, en az bizler kadar hakkı var. Dünyanın kaynakları, insanlar tarafından kontrolsüzce tüketiliyor. Doğal yaşam alanları bir bir yok ediliyor. Yok edilmeyen yerler ise, çöplüğe dönüyor. Çevre bilinci toplumsal düzeyde ele alınmalı. İnsanların bu konuda eğitilmeleri çok önemli. Herkesin doğal yaşam ve çevre konusunda vicdanlı, duyarlı, paylaşımcı ve saygılı olması gerektiğini düşünüyorum. Bunu başarabilmemiz hem ülkemiz hem de gezegenimiz adına çok önemli. Lütfen, çöpünüzü doğaya atmayın.

 Bu güzel röportaj için çok teşekkür ederim.

Değerli okuyuculara, selamlar ve Sevgiler

  •   Etiket

  YORUMLAR

0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
YUKARI