11-02-2024 12:26:29 Son Güncelleme: 18-02-2024 19:54:29

Tuğba Özerk: Her zorluktan güçlenerek çıktım

Tuğba Özerk, “Savaşlarımda kendimi müthiş bir cengâver olarak görüyorum. Çoğu şeyin içerisinden güçlükle ama güçlenerek çıktım” diyor.
Tuğba Özerk: Her zorluktan güçlenerek çıktım

 

Röportaj: Mezin Dedeyi

Türk popunun sevilen ismi Tuğba Özerk, 7 yaşından beri müziğin içerisinde. 12 yaşında Sezen Aksu’nun vokalistliğini yapan Özerk, şanslı bir başlangıçla müzik dünyasına adım attığını kabul ediyor. Güçlü sesiyle en çok dinlenen şarkıcılardan biri olan Tuğba ile yaptığım röportajda, onunla ilgili çok farklı şeyler okuyacaksınız. Buyurun sohbetimize…

  • 7 yaşında TRT ve İzmir Devlet Konservatuarı'nın çocuk korolarında yer almış ve ilk vokal deneyiminizi de 12 yaşında Sezen Aksu'yla gerçekleştirmişsiniz. Ne güzel başlangıçlar. Şanslı olduğunuzun farkında mıydınız? Tam oyun çağı çünkü…

Genelde olgun ve farkında bir çocuktum. Ne istediğimi de biliyordum. Hep şarkı söylemek tutkum oldu. Şans konusu ise tabii ki bir Diva ile çalışmak, yaş ne olursa olsun heyecan verici bir duygu. Attığım adımların değerinin daha sonrasında farkına vardım ve buralara kadar geldim, çok şükür.

  • Sezen Aksu ile görüşüyor musunuz? 12 yaşınızdaki Tuğba’yı hatırlıyor mu? Neler söylüyor sizin için?

Sezen Aksu ile tabii ki görüşmelerim çok devam etti. Çokça şarkısını seslendirdim. Telefonla görüştüm, konuştum ve yüz yüze de görüştüm. Çok saygı duyduğum ve çok sevdiğim, kariyer hayatımın başlangıcına vesile olan insanlardan bir tanesi olduğu için çok seviyorum ve minnet duyuyorum. Tabii ki Sezen Aksu 12 yaşındaki Tuğba’yı hatırlıyor. Hatta bunları çok konuştuğumuz da oldu. Ben de çok iyi hatırlıyorum. Çocukluğumdan buraya kadar olan gelişimim, okullu oluşum, çeşitli vokal deneyimlerim, yaptığım solo çalışmalar benim için çok kıymetli. Daha sonra albümüm ortaya çıktı. Albüm deneyimimdeki en önemli şarkıdan bir tanesi Nazan Öncel ile olanıdır. Nazan Öncel’in Lo Lo Lo şarkısı. Lo Lo Lo’yu çektiğimiz klipte merdiven sahnesi vardır, ayaklarımı bacaklarımı uzattığım. O zamana dair hatıralarımın, o ekibin benim için ne kadar kıymetli ve buraya gelmemde onların ne kadar büyük payı olduğunu biliyorum. Ve onlara teşekkürlerimi sunuyorum. Bununla birlikte hayat beni sicilli kariyerimde çok iyi bir yere getirmeye hazırladı ve bu çok önemliydi. Tabi bunun haricinde yine hayatımdaki yol arkadaşlarım, büyüklerim olarak Şehrazat, diğer albümde Selami Şahin, arkadaşım sevgili Serdar Ortaç, Murat Güneş’le çok güzel şarkılar ve çalışmalar yaptım. Bunların hepsi, beni birbirine hazırladı. Aslında beni bu işe ilk hazırlayan TRT Çocuk korosudur. Bu müzikal hikâyemin hiç bitmemesini arzu ediyorum.

  • Bu arada kendi müzik şirketini kurdun…

Evet, kendi müzik şirketimi kurdum ve iki yıldır da yapımcılığa başladım. Şu an  ‘İhanet’ şarkım kendi plak şirketimden çıktı. Bununla alakalı yapımcılığımla varoluş savaşı veriyorum. ‘İhanet’ şarkısının sözü ve müziği bana ait. Yine ‘Sahibinden Satılık’ şarkımın sözü ve müziği bana ait. Murat Yeter’le çalışıyoruz. ‘İhanet’, bir ihanet şarkısı olarak görünse de sadece kadın-erkek ilişkilerindeki ihaneti görmemeli. Bütün insan ilişkileri, özellikle de dostluk ihaneti, kişiyi çok yaralayan bir durum. Maalesef hiç ummadığım yerlerden çok hainlik gördüğüm için bu ihanet şarkısı çıktı. Dinleyici çok sevdi. Devam edeceğiz bu yolculuğa. Bu kariyer yolculuğumda ‘Özerk Müzik’ten 2024 yılında yepyeni bir albüm geliyor. Söz ve müzikler bana ait, düzenlemeler yine Murat Yeter’e ait. Benim için çok önemli ve planladığım bir şey. Bir sinema filmi görüşmem var. Sonlandırmak üzereyiz. Eğer tamam denilirse Ocak sonu çekimlere başlamış olacağız. Kuşadası’nda durum komedisi. Çok güzel olacağına inanıyorum. Benimki çok keyifli bir karakter. Daha önce ‘Can Tertip’te oynamıştım, çok sevilmişti. Ümit Erdim ile oynamıştık başrolü. İnşallah bu da çok sevilecek.  

 

  • Peki biraz da aşkı konuşmak istiyorum. Tuğba için aşk nedir?

Hayatımın tabii ki vazgeçilmezi. Ben bir aşk kadınıyım ve olmaktan çok memnunum. Çok sevdiğim dostlarım, arkadaşlarım telefon açtıklarında bana ‘aşk kadını ne haber’ der. Aşkın ahengini seviyorum. Kendi içimde olan ruh halimi çok seviyorum. Mutsuz tarafı ne kadar üzücü olsa da ben onu da seviyorum. Çünkü bir şekilde besliyor beni ve böylece şarkılarımı da yazabiliyorum. O yüzden aşk acısı da çekerken evet, bu şarkıya dönebilecek dediğim zamanlar oluyor. Dolayısıyla da aşksız bir hayat zor olur. Bence aşk, hayat biçimi. Her şeye duyulan aşk bu aynı zamanda.

  • En son evliliğinizde eşinizden şiddet gördünüz. Evlilik fobisi oldu mu sizde?

Üç kere evlilik yaptım. Üç evlilik, başarılı şekilde gitmeyince insan bazen ürküyor. Bir daha asla evlenmeyeceğim diyorsunuz. Sonra zaman geçiyor. Sular duruluyor, kafa toparlanıyor. Hayat devam ediyor. Yine aşık olabilme ihtimali göz önüne geliyor. Ve öyle olunca neden olmasın, neden evlenmeyeyim deniliyor.

  • Bu ülkede kadın mücadelesi de yorucu, sıkıntılı. Daha yaşanabilir bir Türkiye, daha yaşanabilir bir dünya nasıl mümkün olacak?

Son zamanlarda dünyada ve ülkemizde hayat zorlaştı. Yaşanılan şeyler, ağır sınavlar olmaya başladı. Evet, kadınların verdiği sınavlar çok zor. Birçok şey için mücadele ediyorum. Sosyal sorumluluk projeleriyle, omuz omuza yürümekte olduğum sivil toplum örgütleriyle bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Şarkılarımla, yazılarımla bazen nefes ve ses olmaya çalışıyorum. Bir kadın olarak çok mücadele verdim. Yaşadıklarım ekran önünde de görüldü. İçinde bulunmadığım şeylerde bile bazı dostlarımdan ihanete uğradım. Buna rağmen ben, bunların insanlara ilham vermesini, vermiş olabileceğini niyet ediyorum. Bu mücadelede kadınlarla bir nefesle ilerlemek hoşuma gidiyor. Özellikle sahne programlarımda ve konserlerimde kadınların beni çok sevdiklerini görüyorum. İnstagramdan, sosyal medyadan yazdıkları ve sohbetler beni o kadar mutlu ediyor ki... Güçlü kadınlara selam olsun. Kadınların verdiği mücadelede omuz omuzayız.

  • Hepimiz hayatımızda zor sınavlar verdik. Dersler aldık, belki de kaldık. Siz bu anlamda nerede görüyorsunuz kendinizi?

Zaman geçtikçe daha anlayışlı olmaya başladım. Önceleri daha coşkulu, galeyana çabuk gelen bir ruh halim vardı. Şimdi daha yumuşadım. Tabi ki karakterimden ödün vermem. Benim bir bakış açım, duruşum var ama daha anlayışlı, ‘olur’ bölüme geldim. Herkesin de öyle olması gerektiğine inanıyorum. Birbirimizi algılayabilmek, sırtımızı sıvazlayabilmek, dokunabilmek gerekiyor. Ben verdiğim savaşlarımda verdiğim sınavlarımda kendimi müthiş bir savaşçı olarak görüyorum. Başarılı bir cengâverim. Çoğu şeyin içerisinden güçlükle ve güçlenerek çıktım. Güçlenerek çıkmış olmak bana hep mutluluk verdi. Bazı zamanlar hiç kimsenin bilmediği bir şekilde gizli gizli ağladım. Çok ağır, üzücü günler geçirdim ama toparladım. Hayat devam ediyor ve toparlamamız gerektiğini bize öğretiyor. Ne kadar daha iyi düşünürsek, toparlarsak, adım atarsak ve hareket edersek, iyileşeceğimize inanıyorum. Kendimizi kapatınca iyileşemiyoruz. Ben iyi olmayı seçiyorum ve herkesin de iyi olmasını istiyorum.

  • Kelimelerin enerjisine inanır mısınız?

Kesinlikle kelimelerin büyüsüne inanıyorum. Negatif şeyler kullanmamaya çalışırım. Yanımda beddua edenler olursa, mutlaka kızarım. Ettirmemeye çalışırım. Duaya, duanın gücüne çok inanırım. Kelimeleri seçmeye ve pozitif kelimler kullanmaya da inanırım.

  • Tuğba Özerk’in bir günü nasıl geçiyor? 

Erken kalkan bir yapıya sahibim. Gece geç yatmadıysam; konser, program, sahne vs. bir şeyler yoksa, normalde erken kalkıyorum. İkamet ettiğim Bebek sahilinde yürüyüş yapıyorum. Haftada iki gün pilates yapıyorum. Sağlıklı beslenme konusu benim için çok kıymetli. Bir bağırsak hastalığı rahatsızlığım nedeniyle uzun süre ilaç kullandım. Alternatif tıp sağlıklı beslenme uzmanı desteğiyle glütensiz ve süt ürünleri olmadan beslenmeye geçiş yaptım. Bu 4-5 senelik bir süreç. Uzun süre katı bir şekilde uyguladım. Ağırlıklı olarak sebze ve meyve sularını sabahları kahvaltı olarak tüketmeye başladım. İlaçlardan kurtuldum. Bağırsağımdaki yara komple geçti. Bu aynı zamanda iyi düşünce gücü ve bazı şeylere pozitif bakma gibi şeylerle de mümkün. Haftada bir ya da iki gibi kendime kahvaltı izni veriyorum. Ama onun dışında yine ekmek tüketmiyorum. Alış verişlerimi kendim yapmayı çok severim. Sebze, meyve gibi yemeklerimi mutlaka kendim yaparım. Ekibim bana çok gelir, gider. Özerk Müzik olduğu için sohbetlerimiz, planlamalarımız burada gerçekleşir. Eğer bir konserim varsa mutlaka öncesinde modacımla planlarımız olur. Konser günü kahvaltı ediyorum. Gücümü toplamak adına iyi besleniyorum. Bestelerimi yapıyorum. Bir koltuğum var burada. O koltuktan hiç kalkmam. Bestelerimi yaparken benim uğurlu koltuğumdur. Bir de klipteki halım benim uğurlu halımdır. Doğu’daki hanımların kök boyalarla yaptığı el emeği göz nuru halım. Onun üzerinde çok otururum, kedim Patron’la beraber. Yazarım, çizerim, düşünürüm o yüzden son klibim ‘İhanet’te de o halıyı sırtımda taşımak istedim. Benim için çok kıymetli. O el emeği göz nuru halı bana çok ilham oldu.

  • Son olarak ne söylemek istersiniz?

Sosyal medya hesaplarım Tuğba Özerk, Youtube kanalım Tuğba Özerk. Herşey artık orada. Beni oradan takip edebilirler. Herkese sevgilerimi gönderiyorum, hoşça kalın…

 

 

  •   Etiket

  YORUMLAR

0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
YUKARI