09-08-2023 14:05:16 Son Güncelleme: 18-02-2024 20:07:16

MEVLANA’NIN ŞEHRİNDE, DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN GELEN HASTALARA ŞİFA DAĞITIYOR…

MEVLANA’NIN ŞEHRİNDE, DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN GELEN HASTALARA ŞİFA DAĞITIYOR…

 

Hekimlik; eğitim, bilgi birikimi, araştırma, deneyim, kişisel becerinin yanı sıra ruhu ve duyguları da katarak etrafa her an yaşam tohumunun dağıtıldığı çok özel bir meslek. Tüm bu özelliklerin bir arada bulunduğu hekimler de gerçek anlamda velinimetimiz. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Azer Aras Uluğ tam da bu özel grup arasındaki hekimlerden. Mesleğine aşkla sarılmış, hastalarını anne şefkati ile kucaklayan, başta cinsellik olmak üzere kadınlarda ve ilişkiler üzerinde tabu haline gelen pek çok konuda farkındalık yaratmak adına canla başla çalışıyor. Konya’da kendi kliniği olan A Klinikte sadece Türkiye’den değil, dünyanın dört bir yanından hasta kabul ediyor ve onları mutlu bir şekilde yolculuyor. Hastaları ona “Elleri lezzetli doktorumuz” diyor.

İşte Dr. Azer Aras Uluğ ile çok özel bir röportaj…

Röportaj: Şükriye Özgül

Mesleğinizin size duygu olarak kattıklarını anlatabilir misiniz?

Mesleğimin bana kattığı kadar çok olağanüstü duygu var ki! Kadınların hayatına dokunmak, onların sıkıntılarına çare olmak, daha önce anlatamadıkları, konuşamadıkları, dillendirmekten çekindikleri konukları bana rahatlıkla ifade edebilmelerine vesile olmak ve çözüm noktasında onlara yardımcı olabilmek. Bunlar bana çok mutluluk veriyor. Çünkü bizim ülkemizde kadın ne yazık ki, ikinci planda. Kadın sadece anne olarak değer görüyor. Ondan dolayı da kadınlar ister istemez duygularını dile getiremiyor, bastırıyorlar, sorunlarını içe atıyor hatta bazen farkına bile varmıyor. Farkına vardıkları noktalarda ise; gerek cinsellik konusunda, gerek kadın hastalıkları veya idrar kaçırma sorunları konusunda rahatlıkla bana duygularını ifade ettiklerinde bu beni çok mutlu ediyor. Ayrıca bir bebeğin hayatına dokunmak, gebelik sürecini takip etmek inanılmaz büyük bir keyif ve mutluluk kaynağı.

Hayalim hem doktor olmaktı, hayatım boyunca başka hiçbir mesleği hayal etmedim.

Doktor olmak hayaliniz miydi?

Evet, kendimi bildim bileli, hep hekim olmak istedim. Üç-dört yaşlarında bebeklerime iğneler yapardım, ameliyatlar yapardım. Babamın beyaz gömleklerini doktor önlüğü niyetine giyerdim. Hayatım boyunca da başka hiçbir mesleği hayal etmedim. İlkokul, ortaokul ve lise dönemlerimde de tıp fakültesine girebilmek için gereken başarıyı göstermem gerektiğinin bilincindeydim. Onun için de hep çok sıkı çalıştım, düzenli çalıştım ve hekim olmak için gereken çabayı ve özeni gösterdim. Üniversite sınavında Tıp Fakültesi ilk tercihimdi ve tek tercihimdi. O nedenle de sonsuz azim, çalışma ve emekle gecelerin sonucunda hayalime kavuştum.

Babamın ricası gerçek oldu.

Neden Kadın Doğum Uzmanı olmayı tercih ettiniz?

Tıp Fakültesinde okurken dermatoloji ve estetik alanlarına çok ilgi duyuyordum. Neredeyse okulu bitirinceye kadar bu böyle geçti. Okul bittikten sonra TUS sınavına hazırlanırken kardiyovasküler cerrahi ve kalp damar cerrahisine de çok ilgi duymaya başladım. O çalışan kalbin üzerinde ameliyatlar yapmak, damarları değiştirmek veya bir kalp krizini yönetebilmek… Kalp bir yaşam kaynağı ve bu yaşam kaynağının üzerine kariyerimi şekillendirme fikri beni çok heyecanlandırmıştı. Fakat babamın bir isteği vardı benden. Babam henüz çocuk yaştayken, kardeşinin doğumunda annesini kaybetmişti. TUS seçimimi yaparken bana, “Ben babaannemi hiç görmedim kızım, bir tercihine de kadın doğum uzmanlığını yazar mısın?” dedi. İsteğini yerine getirdim ama hiç beklemiyordum itiraf etmeliyim. Ama kader, kısmet… Kadın doğum branşını kazandım. Kadın - doğum asistanlığı sırasında da hep çok zorlandım. Çünkü uykusuz geceler, uzun ve zor nöbetler ve meşakkatli bir ihtisas dönemi geçti. İhtisas döneminde çok düşündüm acaba istifa edip tekrar TUS'a gireyim mi diye. Ama o kadınların ameliyat sonrası şükür bakışları, bir canın doğuşuna şahitlik etmek, onun ilk nefesine şahitlik etmek, bir kadının sıkıntısından kurtarmak ve buna vesile olmak Yaradan'ın izniyle… Bu bana çok büyük bir mesleki tatmin verdi. Bundan dolayı da branşımı terk etmedim ve şimdi de olmak istediğim yerdeyim.

Sevgiyle karşılanan bir varlığın sevgi yayacağını düşünüyorum.

Doğumlarda ve doğum sonrası hangi duyguları yaşıyorsunuz hastalarınızla birlikte?

Gebelik döneminde ultrasondaki o ilk keseyi gördüğümde çok büyük bir mutluluk duyuyorum. Aile ne kadar mutlu oluyorsa emin olun onların duygularını birebir ben de yaşıyorum. Daha sonra o ilk kalp atışlarının görülmesi, altıncı - yedinci haftalarda onlarla beraber o “pıt pıt pıt pıt” kalp atışlarını duymak müthiş bir keyif. O küçücük sıvı kesesinden minicik bir kalp atışından, peyderpey aylık takiplerle bebeğin büyümesini izlemek ve daha sonra da onun keyifli bir doğum anına şahitlik etmek. Doğduktan sonra gözlerini açıp etrafa bakması, sakin sakin izlemesi, onun ilk nefesini ellerimde alması müthiş bir şey, anlatılır gibi değil. Bunun ötesinde bir mesleki tatmin yok. Öte yandan bebekler büyüdükçe bana annelerinin fotoğraf göndermesi, benim yanıma gelip ziyaret etmeleri… Mesleğimin 23’ı yılındayım. Doğurttuğum çocuklarım artık üniversiteye gidiyorlar, bana zaman zaman, “Hocam, beni siz doğurtmuşsunuz” diye sosyal medyadan mesajlar gönderiyorlar, anneleri ile fotoğraflar gönderiyorlar. İnanın gerçekten çok büyük bir keyif.

İnsanın ilk nefesinde şuna inanıyorum ben. İlk nefesini huzurla aldığı zaman, etrafında mutlulukla karşılandığı zaman sevgiyle karşılanan bir varlığın sevgi yayacağını düşünüyorum. Bunun bilimsel bir temeli yok ancak yavaş yavaş çalışmalar bunu da gösteriyor.

Çiftler evlenmeden önce mutlaka cinsel eğitim almalı.

Cinsel terapistlik de yapıyorsunuz. Her çift cinsel eğitim almalı mı?

Mesleğimin son altı yılı cinsel tıp uzmanlığı olarak ekledim branşıma. Eğitimler aldım. Kadın - Doğum hekimliklerinin hepsinin alması gereken bir eğitim bu. Bence çiftler evlenmeden önce mutlaka bir cinsel tıp uzmanından cinsellikle ilgili eğitim almalı. Çünkü evlilik aslında çiftler arasında resmi bir seks partnerliğidir. Mutlu bir evliliğin temelinde mutlu bir cinsel yaşam var. Mutlu bir evlilik de mutlu çocuklar, mutlu toplum, mutlu kadın demek.

Cinsel terapi sonrası hastaların hayatlarında neler değişiyor?

Mesleğimin en önemli parçalarından biri Genital Estetik Uygulamaları. Kozmetik jinekoloji ve genital estetik ameliyatları ile genellikle genital kararmalar nedeniyle renk açma uygulamaları, genital gençleştirme, vajinayı lazerle daraltma, sıkılaştırma, vajinal gençleştirme, hyalüronik asitler, asit dolgular, gençleştirici diğer mezoterapiler… Bunlar kozmetik jinekolojinin bir parçası. Bir kadının kendine cinsel özgüveni anlamında, kendini değerli ve iyi hissetmesi anlamında bu uygulamalar gerçekten olumlu geri dönüşler sağlıyor. Öte yandan Labioplasti ameliyatından da çok yönlü geri dönüşler alıyor hastalar. Çoğu hasta sık mantar enfeksiyonu geçiriyor. Dokuların arasında mantar ve bakteri ürediği için sık idrar yolu enfeksiyonu ve mantar enfeksiyonu geçiriyor. İç çamaşırı giydiklerinde rahatsızlık hissediyorlar. Birçoğu spor yapamıyor, bisiklete binemiyor, tayt – bikini giyemiyor. Cinsel ilişki esnasında labiyalardan dolayı sorun yaşıyor, cinsel özgüvenini kaybediyor. Ancak Labioplasti ameliyatları sonrası kadının kendine cinsel özgüveni geliyor. Bu ameliyatlarla beraber üzerindeki fazlalık dokuları düzeltip klitorisi yeniden konumlandırdığımız zaman, vajinal orgazm oranlarının arttığını da gördük. Bu çift yaşantısında da tabii olumlu yansıyor. Bunun dışında genital estetik ameliyatlardan vajinal daraltma ameliyatlarını da yapıyoruz ve gerçekten son derece yüz güldürücü sonuçlar alıyoruz.

 

“Elleriniz çok lezzetli” diyor hastalarım.

Mesleğinizin en önemli parçalarından biri de genital estetik uygulamaları. Bu gibi uygulamalardan sonra hastalar size en çok hangi cümleleri kuruyor?

“Elleriniz çok lezzetli” diyor hastalarım. Doğurttuğum bebekler bana nedense diğer bebeklerden hep daha tatlı gelir. Aileleri de aynı şeyi söylüyor, “Sizin doğurttuğunuz çok belli, sizin elleriniz çok tatlı bu çocuklar da bu yüzden çok tatlı.” Diyorlar.

Ayrıca yaptığım ameliyatlardan sonra gerçekten çok güzel sonuçlara kavuşuyor hastalarım. “Keşke hocam daha erken gelseydim. Yıllardır bu sıkıntıları çekmeye gerek yoktu. Keşke daha önce ameliyat olsaydım, hissim geri geldi. İyi ki vajina daraltma ameliyatı olmuşum. Hocam yıllardır komşuya gidemiyorum, kahveye gidemiyorum, misafirliğe uzun uzun gidemiyorum, seyahatlere gidemiyordum. Artık idrar kaçırma sorunundan kurtuldum. Keşke daha önce gelseydim diyorlar. Şifa olsun hepsine. O nedenle de bu farkındalığı kazandırmamız lazım kadınlara. Keşke dememek için o süreci uzun uzun yaşayıp o sıkıntıları yaşamak yerine en baştan tedavi olup hayatımıza bakmamız gerekiyor.

Yeriniz Konya'da. Size Türkiye'nin her yerinden hasta geliyor mu?

Evet ben uzun yıllardır Konya'da çalışıyorum. Yaklaşık on dört yıldır Türkiye'nin her yerinden gerçekten akın akın Konya'ya hastalar geliyor. Konya biliyorsunuz Mevlana şehri. Bir turizm şehri. Rumi’nin şehrinde hastalarım şifalanıyorlar. İstanbul'dan, İzmir'den, Maraş'tan, Edirne'den, Trabzon'dan, Şırnak'tan geliyorlar. Onlar için mesafe önemli değil. Önemli olan güven duydukları deneyimli bir hekime ulaşmak. Ne mutlu bana onlara bu alanda hizmet veriyorum.

Dünyanın hangi ülkelerinden hasta kabul ediyorsunuz. En çok hangi işlemler için geliyorlar?

Açıkçası ben yurt dışında herhangi bir reklam çalışması yapmadım ama dünyanın birçok yerinden insanlar geliyor. Florida'dan, Kanada'dan, Ürdün'den, Beyrut'tan, Fas'tan, Londra'dan, Avusturya'dan, Viyana'dan, İsveç'ten, Stockholm'den, Hollanda'dan, Danimarka'dan, Rusya'dan, Ukrayna'dan birçok ülkeden insanlar geliyor. İnsanlar beni sanırım sosyal medya üzerinden ve web sayfamdan, hasta yorumlarından buluyor.

Tanımadan, bilmeden Kalkıp Florida'dan buraya ameliyata geliyorlar ve memnun bir şekilde buradan ayrılıyorlar. Konya'ya tabi bu anlamda da çok büyük bir katkısı oluyor. Yani otelde konaklıyorlar, Konya'yı geziyorlar, Mevlana'yı görüyorlar. Türk insanının misafirperverliğiyle karşılaşıyorlar. Bu anlamda Konya'da sağlık turizmi alanında hizmet vermenin mutluluğunu yaşıyoruz biz de.

Eklemek istedikleriniz var mı?

Kadının farkındalığını arttırmak anlamında daha çok bunları her platformda konuşabiliyor olmamız lazım. Ancak gerek kadınların bu bağlamda utanç duyulması, çekingen davranması kendileriyle ilgili farkındalıklarını geliştirememiş olması, gerekse toplumun ayıp, yasak, günah dayatması onların her kendilerini ifade edebilmelerine engel oluyor.

Bizim bu anlamda rahat olduğumuzu ve konuşabildiğimiz gördükçe çok daha rahat açılarak konuşabiliyorlar. Sizlerle yaptığımız bu röportaj için teşekkür ederim. Toplumsal farkındalığın ve kadınların kendilerine yönelik sıkıntılarının çözüm noktalarında, çaresiz olmadıklarını hissettirebilmek için, farkındalıklarını sağlayabilmek, toplum anlamında da daha ileri bir seviyeye gidebilmek için bu röportaj gerçekten çok anlamlı oldu. Çok teşekkür ediyorum.

  •   Etiket

  YORUMLAR

0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
YUKARI