BÖYLE BAŞA, BÖYLE MAÇ...

Yusuf Demir  üzerinden Türkçe konuşamayıp  A milli formayı giyen Ferdi ve Emre Moru odağına alan kısır tartışmalarla dolu bir maç önü vardı son 3 gündür..

Elbette bu kısır hamaset edebiyatını başlatan kişinin Galatasaray başkanı hedefinde Fenerbahçe kulübü olduğu aşikardı..

Ebedi dostun bu en tepedeki adamının üzüm mü yemek bağcıyı mı dövmek istediği de pek anlaşılamadı..

Bana sorarsanız C ligine düşmüş bir ulusal takımın pozisyonu kadar da saçma bir tartışmaydı..Zamanlamadan ötürü Dursun beyi tebrik edelim..

Kulübeler de ise Lüksemburg un başında 13. yılında ki Luc Holtz

ve Milli takımda 13. ayında ki Kuntz vardı..Kadro ve diziliş sürprizi ise tartışılan Ferdi nin oynadığı 8 numaralı görev yeriydi..Yıllar sonra Ferdi futbola başladığı görev yerine dönmüş oluyordu.. Hoş zorunluluk yoksa böyle bir şapka tavşan ilişkisine gerek var mıydı tartışılır..

Grupta 5. maçta yenen ilk golle başladı maç ve Cengiz in hücumda tüm toplara dokunma isteği ile devam etti ve onun bu iştahı sonuçta penaltıyla da olsa beraberliği getirdi..

20 dakikaya sığan karşılıklı 2 gol -ki Enes kaçırdığı 2 golü atsa 4 gol olacaktı- seyri güzel bir maç vaadediyordu sanki..

35 ve 40. dakikalar arasına sığan karşılıklı 2 gol daha bulan iki takım bu vaadi yerine getiriyorlardı

Ben milli takımımızda Orkun ve Keremi Lüksemburg da ise Rodriguez ve Thill i  ilk yarıda çok beğendim..Bu 4 ismi neredeyse 3 saniyede bir duyduk Ferdî de hiç fena değildi ancak Bal yapmayan Arı misali koşturdu durdu..

Ancak ilk yarıda sahadaki en vasat oyuncu kuşkusuz Enes idi neden bilmiyorum A Milli takım forması bu çocuğun üzerinde birkaç beden büyük geliyor acemi hareketleri şaşkın tepkileri ile Kuntz onu nasıl ilk 11 e yakıştırmış bilinmez..

Ancak ikinci yarıya çıkarken aynı Kuntz sahada ki IQ problemini İrfanla Çağlar sakatlık problemini de Tolga ile çözmeye karar verdi..Kötü oyun ve 

2-2 lik skorun çok önemi olmasada oynanacak Faroe Adaları deplasman oyununa galibiyetle gitmeyi kafaya koymuştuk ama 

Enes kaçırdığı gollerle Halil in yerine neden sahada kaldığını bir kez daha merak ettirdi..En şaşırdığım olaylardan biri de yenen 3.gol oldu çünkü maçın hakimiyetini ele geçirdiğimize inandığımız bir anda öyle Kontra veya geçiş oyunu saçmalığı olmadan pas ve asist ile hazırlanan bir Lüksemburg sayısıydı ve anında tüm devrelerimizi yaktı diyebilirim..Çünkü sonrası komedi tadında oldu maçın.

Hamasete kaçmadan İsmailin golünü alkışlayalım ama birkaç detayı da atlamayalım..

1-Kritik bir maç oynuyorsak artık bu ilk 11 de Enes saçmalığını bir kenara bırakıp doğru seçimler yapmak şart  çünkü Futbol denen oyunda sayıca en az yeralan bölge Santrfor ve o isim gerçekten elit olmalı

2-sakatlık yada ceza durumuna göre oyuna akıl katacak en azından 1 ismin ilk 11 de çıkması şart artık Hakan Çalhanoğlu olur İrfancan olur Yusuf Yazıcı olur orasını bilemem

3-İster C ligi isterse Z ligi olsun hiçbir rakibi küçümseme Lüksümüz yok Beraberlik yetiyordu aldık Medyada çıkan saçma sapan Artvin=Lüksemburg yada Düzcenin Nüfusu bile Lüksemburgdan fazla gibi yorumları terketmek şart hiç akılcı laflar değil bunlar..

4-B ligine hemen bugün hazırlanmaya başlamak ve bir daha bu C ligine dönmemek şart çünkü alınan ışıltılı C ligi galibiyetlerinin çok da bi önemi yok hiçbir şey vaadetmiyorlar..

5-Hemen hemen tüm maçlara Türk gibi başlayıp yine kendimiz gibi bitiriyoruz Sayın hocamız Kuntz un en azından bitiriş kısmını memleketi Alman ürünü Disiplinle nasıl bitirebileceğimizi öğretmesi şart tabii yanlış ilk 11 leri yazmıyorum bile

sonuç olarak Dram-Komediye dönüşebilecek bir maçı güzel bir Sağ ayak içiyle kenardan köşeden çevirip son maçı Turistik seyahate çevirebildik ancak az kaldı bu son maçı da Ölüm kalım maçı haline getiriyorduk..Ülke içi kısır çekişmelerimizi Milli maç haftaları Buzluğa kaldırıp güzel sonuçlar görebilmemiz dileğiyle...