08-05-2021 15:35:51 Son Güncelleme: 08-05-2021 15:51:51

Bu destek Canpolat için çok önemli!

Senin Hikayen’de anneler gününe özel anlamlı bir yaşam hikayesi paylaşacağız sizinle. Canpolat selebral palsi ve epilepsi hastası… Hikayesini sevgili annesi açık yüreklilikle bize anlattı. Ancak hikayeye geçmeden sizinle Canpolat için açılan Instagram sayfasını paylaşmak istiyoruz. Burada olağanüstü güzellikle el emeği göz nuru ürünler göreceksiniz. Annesi gece gündüz bu ürünleri evladına daha iyi bakabilmek ve ona daha iyi bir yaşam sunabilmek için hazırlıyor ve sayfasında satıyor.
Bu destek Canpolat için çok önemli!

Yarın anneler günü!

Manşetteyiz ailesi olarak tüm annelerin ve anne adaylarının, evlat sahibi olamamış ancak kalbindeki koşulsuz sevgi ile etrafındaki her canlıyı anne şefkati ile kucaklayan tüm vefakar kadınların gününü kutluyoruz.

Senin Hikayen’de anneler gününe özel anlamlı bir yaşam hikayesi paylaşacağız sizinle.

O dünyalar güzeli Canpolat’ın annesi. Canpolat selebral palsi ve epilepsi hastası… Hikayesini sevgili annesi açık yüreklilikle bize anlattı. Ancak hikayeye geçmeden sizinle Canpolat için açılan Instagram sayfasını paylaşmak istiyoruz. Buda olağanüstü güzellikle el emeği göz nuru ürünler göreceksiniz. Annesi gece gündüz bu ürünleri evladına daha iyi bakabilmek ve ona daha iyi bir yaşam sunabilmek için hazırlıyor ve sayfasında satıyor.

Bu destekler onlar için çok önemli.

Bu destekler Canpolat’ın konforlu yaşam sürebilmesi için çok önemli.

İşte size linki:

https://instagram.com/canpolatmurat1?igshid=1x07gp43dhkdz

 

Ve işte annesinin ağzından Canpolat’ın hikayesi:

 

“Merhaba ben Canpolat’ın annesiyim…

Canpolat 17 yaşında, selebral palsi hastası ve epilepsi hastası.

Oğlumun hastalığını 7 aylıkken öğrendik, çok zor bir süreçti.

Van, Diyarbakır, Ankara, Mersin İstanbul… Nerede bir doktor tavsiye ettilerse gittim.

Ankara’daki doktorlar düzenli tedavi olursa 7 yaşında emeklemeye başlar dediler, kredi çektim, devletten destek aldım, esnaftan destek aldım iki sene düzenli şekilde Ankara'ya götürdüm.

Eskiden öyle hemen EEG, MR, tahliller yapılmıyordu.

Bir ay Bitlis'te bir ay Ankara'da kalıyoruz otelde masraflara yetişemez olduk…

Maaş yok, krediler kesiliyor, devlet sadece yol parası veriyor…

İki sene sonra tükendik daha gidebilecek güç kalmadı.

Ankara'da kiralar pahalı diye oraya da taşınma şansım yok.

İstanbul'a gidelim metropol imkanlar daha çok dedik, çıktık geldik.

2008’de maaş 450 TL kira 350 TL kalan da faturaya gidiyor, kimimiz kimsemiz yok…

Mecburen ben  de yardımcı olayım dedim gece gündüz hiç durmadan bir kadının evde yapabileceği ne iş varsa el emeği yaptım.

 

Ancak karnımızı duyurmaya yetebiliyor, yettiği kadar artık,  bu arada hiç oğlumun fizik tedavisini aksatmadım. Çünkü doktora gitme şansımız yok sadece devletin karşıladığı fizik tedavi alabiliyoruz. Sonra bakım parasını almaya başladım, ama hastanede çocuk nöroloji randevu vermiyor, bir yıl uğraştım. Birini aracı yaptım.

Kaç sene sonra oğlumu hastaneye götürdüm, o kadar umutluyum ki bundan sonra oğlum takipli olacak hastaneden, daha iyi olacak…

Benim önümde bekleyen kişi Canpolat’tan çok ağır bir çocuk hiç tepki bile vermiyor, baktı kartını verdi kendi özel Hastanesi'ne çağırdı öyle ünlü bir uzman. Ben de içimden bunu tedavi edebiliyorsa benim oğlumu havada suda tedavi eder diyorum.

Kendimce yanına girdik çocuk kucağımda hiç tahlil sonuçlarına bakmadı bile, sordu nereden takiplisiniz diye…

Biz de Bitlis'ten geldiğimizi Ankara'dan takipli ama maddi gücümüz yetmediği için İstanbul'a taşındığımızı söyledim. Paramız olmadığını anladı döndü  bir ağrı kesiciye bile gerek yok bu çocuk tedavisi yok götür bak ölene kadar dedi.

 

Ben şok oldum…

Nasıl yani yapılacak hiç bir şey yok mu dedim.

Bana hayır dedi sanki oğlum yarın ölecekmiş gibi bırak ağrı kesiciyi nöbet geçirmesin diye zaten ilaç kullanıyor  hayır gerek yok dedi.

Ben yine sordum hiç bir yerde mi tedavisi yok başka bir doktor, yurtdışı, dünyanın herhangi bir yerinde…

Yok dedi ( ben dedi kendi isteklerim için Allah'a her gün fax çekiyorum kabul olursa ben sizler içinde bir şeyler isteyeceğim dedi) ve gönderdi beni iki gözüm iki çeşme ağlaya ağlaya…

 

Eve gittim gözyaşlarım sel oldu ne bir gün ne iki gün ne bir ay oğlum uyur gidip bakamıyorum, ölmüş mü diye önce babası kontrol eder öyle sonra yanaşıyorum çocuğuma daha da gitmedim…

 

Oğlum tedavi olduğu sürçe iyi ancak tedavisi aksadığında çok kötü oluyor. Mücadelem onun için…

 

Pandemi öncesi evde boncuk işi yapıyordum, merdiven temizliyordum… Sonra bana internet üzerinden satış yap dediler bende bu işe böyle başladım. Yıllarca oğluma yapamadığım şeyleri yaptım yapmaya da devam edeceğim.

 

İnsanlardan bize destek olmalarını istiyorum, biz de insanız bizimde her insan gibi yaşamak hakkımız bundan sonra kim ne derse desin sadece çocuklarım için uğraş vereceğim. Bu iş olmazsa hiç bir imkan olmazsa da gerekirse inşaatta hamallık yapar yine de çocuklarımı kimseye muhtaç etmeyeceğim.

 

  YORUMLAR

0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
YUKARI