Prof. Dr. Gazi ÖZDEMİR - KUR'AN'DAN GERÇEKLER
  17-12-2023 22:07:00

KUR’AN’DA İSRAİLOĞULLARI-2

 

KUR’AN’DA İSRAİLOĞULLARI-2

Konuya kaldığım yerden devam ediyorum.

  • Farklı ırk kibrine kapılmışlar ve küfre sapmışlarla dost olma yolunu seçmişlerdir

Maide-80. Ey Peygamber! Dikkat edersen, İsrailoğullarından çoğunun, kitap ehli olmayıp küfre sapmış olanlarla da dost olduklarını görürsün. Kendi kendileri hakkındaki kibir ve farklı ırk düşüncelerinin onları yönlendirmiş olduğu yol ne kötü bir yoldur bir bilseler! İşte bu nedenle Allah’ın verdiği azapta uzun süreler kalacaklardır.

  • Peygamber olduğu halde, İsmail’in soyundan değil de İshak’ın zürriyetinden, yani kendi ırklarından olmadığı için Hz. Muhammed’i kabul etmemişlerdir

Bakara-90. Bu insanlar, Allah'ın, kullarından uygun gördüğünü /Muhammed'i peygamber olarak atayınca, kendi ırklarından olmadığı ve onu kıskandıkları için Kur'an'ı inkâr ettiler ve O'na karşı tavır aldılar. Bu yüzden felaket üstüne felakete uğradılar ve böyleleri için ayrıca Ahirette perişan edici bir azap da söz konusudur.

Çünkü İsrailoğulları, daha öncesi gibi yine İshak’ın zürriyetinden bir Peygamber bekliyorlardı. Ancak bu bekleyişleri boşa çıkar. Çünkü bu defa peygamber olarak görevlendirilen Hz. Muhammed, Hz. İbrahim'in oğlu İsmail'in soyundandı, dolayısıyla İsrailoğullarından değildi.

  • Kur’an’a inanmaları istenmiştir

Bakara-41. Ayrıca elinizde bulunan kitapta /Tevrat'ta bildirdiğim kesin birer kural olan mesajları doğrulayıcı /Musaddık olarak gönderdiğim Kur'an'a inanın ve O’na karşı çıkanların öncüleri olmayın. Ayetlerimi dünyevi menfaatleriniz için inkâr edip küfre sapmayın ve bu konuda da sadece Benden çekinin /Takva sahibi olun.

Bakara-43. Kitaplarınızda belirttiğimiz gibi siz de salâtı yerine getirin, muhtaçların ihtiyacını gidermek üzere zekâtı verin ve rükû edenlerle /boyunlarını bükerek sadece Allah'a dua edenlerle birlikte olun.

İsmail’in zürriyetinden olan Hz. Muhammed’in Peygamber olarak gelişine paralel olmak üzere önce Bakara-41 ve 43 ncü ayetlerde İsrailoğulları Kur'an'a ve Hz. Muhammed'in peygamberliğine inanmaları yanında, bunu pekiştirmek üzere salâtı /birlik bilincini oluşturmak ve sosyal yardımlaşma ve dayanışma faaliyetleri ile zekâtı /yardımlaşmanın maddî yönünü uygulamaları konusunda da uyarılmışlardır.

  • Eski zamanda Lanetlenmiş halde olduklarına göre İsrailoğulları demek ki, artık ayrıcalıklı olmaktan ve Allah'ın tek dini olan İslâm'ı temsil etme görevinden de çıkarılmışlar demektir.

Bakara-143, Al-i İmran-110 ve Hac-78’nci ayetlerde, İslâm'ın örnek toplum görevinin sonlandırıldığı ve onların yerine Hz. Muhammed'e inanan toplumuna bu görevin verilmiş olduğu açıklanmıştır.

Bakara-143. Ey içtenlikle iman etmiş olanlar! Sizleri açık fikirli, dürüst ve doğru yol olan orta yolu izleyen örnek bir toplum, elçiyi de aranızda bunları canlı bir uygulayıcı olarak, insanlar için örnek bir insan kıldık. Elçinin tebliğ ettiğine samimi olarak uyanlarla, inanmadıkları halde, inanmış gibi gözüküp iki yüzlü /münafık olanları ayırt etmek amacıyla, kıble olarak eskiden üzerinde olduğunuz Kâbe'ye yönelttik. Bu değişim, Allah'ın hidayete /doğru yola yönelmiş kimseden başkasına elbette çok ağır gelir ve imanı da zayıf ise çabucak caymasına sebep olur. Şuna emin olun ki Allah, bu olayda göstermiş olduğunuz iman sağlamlığını mutlaka göz önünde bulunduracaktır. Çünkü Allah, hak eden insanlara çok şefkatli /Rauf ve sevgisi ile merhameti oldukça bol olandır /Rahim'dir.

Al-i İmran-110. Ey Peygamber! Sizler Allah'ın bildirdiklerine /Kur'an'a içtenlikle bağlanmanız, insanlara iyiliği /hayırlı olanı öğütlemeniz, kötülükten korumanız ve Allah'a şirk koşmadan iman edip bildirdiklerimize uymaya devam etmeniz nedeniyle insanlara örnek oldunuz. Keşke tüm kitap sahipleri de sizler gibi şirk koşmadan iman etseler, kendileri için çok daha hayırlı olur. Gerçi içlerinde sizin gibi mümin olanlar var, ama ne yazık ki, çoğunluğu fasık /yanlış yola sapmış durumdalar.

Hac-78. Ey iman edenler! Ayrıca tek Allah’a iman etme ve kesin kurallar olan buyruklarına uyma uğrunda, diğer insanlara da uyarıda bulunmak üzere gereken çaba ve mücadele etmeyi /cihad göstermeyi de mutlaka ihmal etmeyin. Çünkü Allah, sizi bunu yapmanız için seçmiş bulunmaktadır. Sizin bu görevin altından kalkacağınıza güveniyor ve dini olan İslâm'a sahiplenmenizi bekliyor. Zaten size dinî kurallarla ilgili hiçbir zorluk oluşturulmamıştır. Babanız İbrahim'in ümmeti /soyu da sizin gibi seçilmiş bir milletti. Allah gerek size ve gerekse önceki tek ilah olarak Allah'a ve bildirdiklerine inanmış ümmetlere Müslüman ismini vermiştir. Bu nedenle de en son indirdiğimiz vahiy kitabı olan Kur’an ile de Peygamber sizi uyaracak ve kıyamet günü O’na uyup Müslüman olduğunuza şahitlik edecek, sizler de bütün insanları uyarıp Müslüman oluşlarına şahitlik edeceksiniz. İşte bu nedenle ve onlara örnek olmak üzere, salâtı /birlik bilinci toplantılarınızı ikame edin ve zekâtı ve infakı hakkıyla uygulamayı da ihmal etmeyin. Her amelinizde de sadece ve daima Allah’ın rızasını /sevgisini kazanmayı gözetin. Çünkü O, sizin Mevla’nızdır /en yakın dostunuzdur. O’nun dostunuz ve yardımcınız /destekleyeniniz oluşu, ne büyük bir nimettir bir bilseniz!

İsrailoğulları, Hz. Muhammed’i ve İslâm’a örnek olma görevinin ellerinden alındığını bildiren Kur’an’ı etkisizleştirmek amacıyla önceleri Hz. Muhammed’i öldürmek üzere savaşlar ve saldırılar organize ettiler. Din adamlarından etki etme yetenekleri olanları sözde Müslüman oldular kandırmaları ile toplumun düşman gruplara ayrıştırmayı başardılar. Bu düşman gruplaşmaların oluşması, Yahudi hahamları olan Abdullan Bin Selam (Öl. 663), Abdullah Bin Sebe (Öl. 665 ?), Ka’bul Ahbar (Öl. 652), ve Vehb Bin Münebbih (Öl. 728)'in ve Papaz Abdulaziz b Cüreyc’in o zamanın insanlarını kandırmaları sonucu gerçekleşmiştir. En beceriklisi olan Ka’ab, yaptıklarını öğrencisi olan Ebu Hüreyre ile devam ettirmiş ve hem kendi uydurduğu hem de uydurttuğu hadis denilen Hz. Muhammed’e atfedilen sözlerle pekiştirmiştir.

Bu hahamlar, ayrıca Nisa-3, 34, 43, Bakara-185, 219, 228, 282 ve Maide-6, 38-39 ve 90’ncı ayetlerde anlam kaydırmaları yapmışlar ve bu yaptıklarını hem Kur’an’ın ilk tercümelerine hem de ilk 15 tefsire ve yorumlarına koymayı başarmışlardır.

Maalesef bu kaydırmalar asırlarca dokunulmaz kabul edilip günümüze kadar devam da ettirilmiş bulunmaktadır. Bu sözde ve görünüşte Müslüman olanların telkinleri ile Kur’an’da olmayan bazı rivayetler ve gelenekselleşmiş uygulamalar, Hz. Muhammed’e iman edenler arasında yayılmış ve çoğu ilk tefsirlere de girmiştir Halkın anlatılan kıssalara tepki göstermemesi, her söylenenin doğru kabul edilmesi ve hatta teşvik görmesi, bu uğraşları pekiştirmiştir. Ayrıca Kur’an’da hiçbir kapalı nokta olmadığı halde, her konuda yalan-yanlış da olsa mutlaka bir şeyler söylemek hırs ve hevesinin, İsrailiyyat dediğimiz sözlerin tefsirlere aktarılmasında büyük ölçüde rolü olmuştur.

Tefsiri en çok tutulan Taberi’den itibaren yetişen bazı müfessirler, kendilerinden önceki tefsirlerde ne buldularsa aynen benimsemişlerdir. Kur’an’ın genel ruhuna uygun olup-olmaması üzerinde durmamışlar ve Yüzde yüz uymayanlar bile bazı tefsirlerde yer almıştır. Böylece de sonraki zamanlarda devamlılıkları gerçekleşmiş ve halen devam etmektedir. 

Sözde dini anlatıyorum diye konuşanların bir kısmı, cemaat ve talebelerine, tefsirlerde buldukları kıssaları gözyaşları içinde ve büyük bir coşku ile anlatmaya başlamışlardır. Dinleyiciler bunlarla coşturulmuş ve ağlatılmıştır. Efsanevi şeyler dinlemeye alıştırılan cemaatler, asırlardır ciddî şeyleri dinlemez olmuşlardır. İslâm’a aykırı olması yanında, akıl ve mantığa aykırı hurafeler anlatanlar baş tacı edilmiş, meclis ve mabetlerin en kalabalık dinleyici kitlesine malik olan bunlar olmuştur (Aydemir Abdullah. Tefsirde İsrailiyyat. Beyan Yay. 2019, s 15-17).

Bu duruma göre, zamanla insanlar Kur’an’da bildirilen gerçeklerden ve Kur’an’dan uzaklaşmaya ve kendi ana anadillerine tercüme edilmeyen Kur’an’ı anlamadıkları Arapça dilde okumaya itilmişlerdir. Hatta Kur’an’ın okunmasını birkaç makama bağlayıp, hüzün ve matem kitabına çevirmeyi gerçekleştirmişlerdir.

Görüldüğü gibi, İsrailoğulları 1400 yıldır Kur’an ile bildirilen İslâm dininin örnek ümmeti olma sorumluluğunun ellerinden alınması gerçeğini kabul etmemişler ve halen de kabul etmiyorlar. Kur’an ve Hz. Muhammed’e iman edenlere verilmiş olan bu önemli görevi yapmamaları için, kaos oluşturucu ve birlik olmalarını engelleyici girişimlerine devam da etmektedirler.

Kur’an ile, Tevrat’a ve Hz. Musa’ya veya İncil’e ve Hz. İsa’ya veya herhangi bir inanışa iman edenlerin bu inanışlarını terk etse de etmese de devam ettirmeleri yanında, Kur’an’ı ve Hz. Muhammed’in peygamberliğini de kabul etmeleri ve reddetmemeleri istenmektedir. Çünkü Kur’an ile Allah, herkesin uygun bulduğu farklı bir yolda olmasını, çünkü herkesin kendi imanından sorumlu

Kafirun-6. “O halde, sizin inandığınız dini görüşleriniz /inançlarınız size, Allah’ın Bana din olarak bildirdiği de Bana olsun ve böyle kabul edip düşmanlık yapmayalım.”

İsra-84. Ya Muhammed! Bu şekilde “Herkesin değil de kişinin kendi karakterine / huyuna ve iman durumuna uygun davranacağını ve sonunda kimin doğru yolda /hidayet üzerinde olduğunu ise Rabbi’nin daha iyi bileceğini ve değerlendireceğini söyle.”

Hac-67. Ey peygamber! Biz, belirli bir inançta olan her topluma /ümmete kendilerine özgü uygulayacakları bir yaşam tarzı ve ilahî muhkem amaçlar ve ibad ve ibadet etme şekilleri belirledik ve her ümmet bu kurallara uyarak yaşar. Bu nedenle de farklı milletler, Senin bildirdiğin ve onlara bizim bildirmiş olduğumuz kurallar /ibad ve ibadet etmeler konusunda Seninle tartışmasınlar. Sen sadece şirk koşmasınlar ve tek ilah olarak tanısınlar diye Rabbine davetini yap. Hiç kuşkusuz, Sen sadece dosdoğru bir yola yönelmeleri için uyaransın.

Casiye-28. O gün her toplumu diz çökmüş halde görürsün. Ve her toplum önce tabi tutuldukları kendi vahiy kitabı ile çağrılacak ve hesaba çekilecek.

Başka bir konuda görüşmek ümidiyle. İnşallah!....

NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: "DİN VE BEYİN", "SON DAVET KUR'AN Tercümesi", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "OKU! Konularına göre Kur'an ayetleri", “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE 7 KONUDA ANLAŞMAMIZ VAR”, “ALLAH’TAN ALACAKLI OL”, “ÖZDE DİNDAR, SÖZDE DİNDAR”, “ALLAH KİMİ SEVER, KİMİ SEVMEZ” ve “HADİS VE SÜNNET GERÇEĞİ”

 

  FACEBOOK YORUM
Yorum

  YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARŞİVİ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
BİZİ TAKİP EDİN
YUKARI