Dr. İsmail Ateş - Kardiyoloji Uzmanı
  09-10-2022 15:22:00

TECRÜBE PAYLAŞTIKÇA ÇOĞALIR!

 

Mutlu pazarlar sevgili dostlar!

Sosyal medyadan da gittiğimiz eğitimlere yönelik sıkça fotoğraflar ve videolar paylaşıyoruz. Yaptığımız iş Türkiye’de ve dünyada eğitim almış belli uzmanlar tarafından yapılabildiği için biz de elimizden geldiğince hem ülkemizde hem de yurt dışında kalp kapak tamirinde uyguladığımız ameliyatsız yöntemlerle ilgili tecrübelerimizi meslektaşlarımızla paylaşmaya gayret ediyoruz.

Ben tecrübenin paylaştıkça çoğalacağı inancında olan bir insanım.

Hangi meslek grubundan olduğunuz önemli değil, önemli olan bilginizi paylaşarak o bilginin daha geniş kitlelere yayılmasını sağlamaktır.

Özellikle de hekimseniz bu konuda daha hassas olmanız gerekir.

Asistanlık zamanımda bu konuda sıkıntılı bir süreç yaşadım. Aslına bakarsanız öğrendiklerimi tamamen kitabi bilgiler ve kendi çalışkanlığımla öğrendim. Planlan bir asistan değildim. Başka birini bekliyorlardı ama ben kazandım. Okuldan mezun olunca iş bitmiyor. Özellikle de bizim mesleğimizde. “Doktorların hayatı kalın kitap okuyarak geçiyor” diyorlar ya, gerçekten öyle. Okulu bitirseniz de o kalın kitaplar hayatınızdan hiç çıkmıyor. Çünkü bilgilerinizi hep taze tutmak zorundasınız ve hep yenisini eklemek zorundasınız.

Asistanlığımda çok okurdum. Aynı kitabı defalarca okurdum. En basit bir ultrasonu bile hocamdan izler, sonrasında da nöbetlerimde tekrar tekrar yapar öğrenmeye çalışırdım. Anjiyo öğreneceğim zaman da böyle olmuştu. Hatta kendime bir maket yapmıştım. Koroner damarlar, kasık damarları her şeyi makette hazırlamış evde bunun üzerinde çalışırdım. Gün içinde hastalarıma uygular akşamları da evde maket üzerinde çalışmaya devam ederdim.

İlerleyen zamanda Üniversitede kalma imkanım olmadı ama şöyle bir imkanım oldu. Antalya’da açılan ve açılan ilk girişimsel kardiyoloji merkezinin başına geldim. Özel olarak beni oraya tavsiye etmişler. Bu teklifi ben asistanlığı bitirmeme 6 ay kala aldım. Uzman dahi değildim o dönem. Burdur, Isparta, Antalya ve Afyon bölgesindeki ilk merkez özelliğini taşıyor burası. 

Antalya’da üniversite dışında özel sektörde de bu işlerin yapılabileceğini gösterme fırsatımız oldu bu vesile ile.

Bu da ekip halinde çalışmanın gerekliliğini ortaya çıkardı dolayısı ile girişimsel kardiyoloji anlamında çok sayıda uzman yetiştirme fırsatım da oldu.

Eğitim sadece üniversitelerde yapılmaz, eğitim sahada da devam eder.

Geçen şöyle bir soru aldım, bundan dolayı da bu yazıda düşüncelerimi paylaşmak istedim.

“O kadar yoğun temponuza rağmen gidip yaptığınız işle alakalı meslektaşlarınıza sık sık eğitim veriyorsunuz, yaptığınız işin inceliklerini anlatıyorsunuz. Meslek sırrınızı neden paylaşıyorsunuz” dedi bir arkadaşım.

Herkes meslek sırrını paylaşmak istemeyebilir ama bana göre tıpta meslek sırrı olmaz.

Herkese yetecek kadar iş de vardır, aş da vardır.

Bu yüzden paylaşımcı olmak gerektiğine inanırım. Özellikle de sağlık sektöründe.

Kimin başına ne zaman ne gelecek bilinmez.

El vermediğiniz, göstermediğiniz, öğretmediğiniz bir hekime işinizin düşmeyeceğini nereden biliyorsunuz? Siz bir gün kalp krizi geçirip yetiştirmediğiniz, meslek sırrı diye öğretmediğiniz hastaneye gitmeyeceğinizi nereden biliyorsunuz? Sevdiğiniz birinin oraya gitmeyeceğini nereden biliyorsunuz? Hepsini geçtim vatandaş herhangi bir sağlık kurumuna başvurdu ve buradaki meslektaşımız o hastaya gereken müdahaleyi yapamadıysa bundan hepimiz sorumluyuz. Gerek vicdanen, gerek ahlaken… Hatalı yapılan bir işlem eksi bilgi kaynaklı olabilir, bu kişinin öğrenme şansı vardı, daha iyi yapabilme şansı vardı ama ben meslek sırrı diye ona bu bilgiyi öğretmediysem burada ben de hatalıyım.

Yapılan iş ne olursa olsun, işte samimiyet ve iyi niyet çok önemlidir.

Hekimlik insan hayatıyla ilgilenmeyi gerektiren bir meslek. Dolayısıyla emin olun iyi bir insan olmadan yapılacak bir iş değil bu meslek. İyi hekimlerin tamamı aynı zamanda iyi insanlardır. Hatta onların arasında gerçekten kendini aşmış ve takdire şayan kişiler de var. Hatta o kadar ki, ”Ben bu işi yapmıyorum ama şu hekim arkadaşım bu konuda çok iyidir” deyip meslektaşına yönlendiren hekimler de var. Zaten herkes her işi bilecek diye bir kural da yok. Burada önemli olan kimin o işi en yaptığını bilip ona yönlendirebilmek.

Ben bazı şeyleri yapmıyorum, böyle bir durumda, şu arkadaşım yapıyor deyip yönlendirebiliyorum.

Takdir önemli. Tüm mesleklerde önemli.

Diyebilirsiniz ki yetiştirdiğiniz biri sizi ekarte edebilir mi? Edebilir. Ben edildim de. Yetiştirdiğim hekim arkadaşım beni işimden etti geçmiş zamanda. Ama önemli değil. Ben yine de devam ediyorum bunu yapmaya.

Tek başınıza her yere yetişemezsiniz. Ustalık çıraklık hekimlikte kesinlikle olmasın gereken bir şey. Ben yetişemediğim zamanlarda güvendiğim arkadaşlarıma yönlendiriyorum hastayı.

Meslektaşlarımızla da hem bireysel bazda hem kongreler aracılığı ile bilgi ve deneyimlerimizi paylaşıyoruz, paylaşmaya da devam edeceğiz.

Dediğim gibi…

Tecrübe Paylaştıkça çoğalır.

Sağlıkla kalın…

  FACEBOOK YORUM
Yorum

  YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARŞİVİ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
BİZİ TAKİP EDİN
YUKARI