Dr. İsmail Ateş - Kardiyoloji Uzmanı
  17-04-2022 13:28:00

Kartal serçeye musallat olmasa serçe uçmayı öğrenemezdi…

 

Kıymetli okuyucularım, hastalarım, takipçilerim, dostlarım…

Tekrar merhabalar!

Geçtiğimiz hafta ilk köşe yazımla Manşetteyiz okuyucuları ile buluştuk. Güzel mesajlarınız ve yorumlarınız için öncelikle herkese teşekkür ediyorum.

Kendi hayatımdan kesitlerle, zaman zaman herkes gibi benim de düştüğüm ama her şeye rağmen kalkmayı başarabildiğim, yorulduğum ama çalışmaktan vazgeçmediğim, çaba ve azimle başarıya giden yolda hayata dair naçizane tecrübelerimi sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Hem kendi çocuklarıma hem de gençlerimize ilham olması dileklerimle…

 

Kariyer yolculuğumda tıp fakültesinin aslında hayalimdeki bir meslek olmadığını geçen yazımda belirtmiştim. Boğaziçi üniversitesinde mühendislik okumak isterdim ama babamı çok genç yaşta kaybetmem ve ailemin bütün sorumluluğunu çok genç yaşta almam beni, Antalya’da kalmaya sevk etti ve tıp fakültesi yolculuğum burada başladı. Antalya’da okuyabileceğim en iyi alan buydu, başarı ile de bitirdim.

Uzmanlığımı da öyle bir branşta yapmalıydım ki, hem cerrahi olarak hem de klinik olarak hastalara yardımcı olma fırsatım olmalıydı. Bundan dolayı kardiyoloji bölümünü seçtim. Kardiyoloji bilimi matematik gibidir. Teşhis edemediğin hastalığı yok gibidir. EKG çekersiniz, muayene edersiniz ultrasonla(ekokardiyografi) kalbe bakarsın, tomografi çekebilirsiniz. Gerektiğinde Anjiyografi yapabilirsin ve mutlaka hastayı teşhis ve tedaviye yönlendirebilirsin.

Kararımı verdikten sonra TUS’a da çok iyi çalıştım ve Akdeniz 1’cisi Türkiye 15’cisi olarak Akdeniz Üniversitesinde açılan kadroyu kazandım.

Buradaki 5 yıllık sürecim gerçekten çok zorluydu.

“Kartal serçeye musallat olmasa serçe uçmayı öğrenmezdi” dedim, hep o dönem. Çok zorlu bir süreçte hep bu sözlerle kendimi telkin ettim.

Sabır ve çok çalışmak çok önemli gençler. Zorluklar ne kadar sizi yıldırmaya çalışsa da ne kadar gücünüz tükenecek gibi olsa da… Sabır ve çok çalışmak çok önemli…

Sabrımın ve çok çalışmamın karşılığını özel hastanede çalışmaya başladıktan sonra almaya başladım. Bu kastettiğim maddi bir karşılık değil. Siz eğer işinizi gerçekten çok iyi yaparsanız para kendiliğinden gelir. O yüzden öncelik her zaman yapabildiğinin en iyisini yapmaktır ve her seferinde bunun daha da üstüne çıkmak için çabalamaktır.

28 yaşında uzman oldum. Antalya’nın en genç uzmanıydım. Ayrıca tek özel çalışan girişimsel kardiyoloğuydum. Bu gurur vericiydi ama bir o kadar da zordu. Çünkü bu alanda işi bilen kimse olmadığı gibi bana destek olacak tek bir hemşire dahi yoktu. Henüz kimse bu işin eğitimini almamıştı. Bundan dolayı ameliyatını yaptığım hastaların yan odalarında sabahlardım ben de. Ola ki, bir problem ya da komplikasyon gelişirse hemen müdahale edebileyim diye.

O zamandan bu zamana yıllar aşamalar kat ettik.

Zorlanıyorsunuz doğru, ama o zorluğu aşmanın da bir keyfi var.

Bizim mesleğin zor tarafları var ama alt yapısı olan riskler alırsan kesinlikle başarılı olursun.

Kimseye tabi olmadan, kimseye minnet etmeden başarılı olmak gerçekten mümkün!

Bu zorlukları yaşayan biri olarak kendi çocuklarıma bunu yaşatmamak adına ben de farklı davranıyorum. Ama onlara iyilik yapmıyoruz aslında işlerini kolaylaştırarak.

Hem çocuklarıma hem de tüm gençlere bu sözüm!

Ufacık zorluklarda hemen pes etmeyin. Zorluklar, sabredersen eninde sonunda aşılır. Bedel ödemeden yol alınmaz.

Doktor olacaklara ise bu not hayati öneme sahip!

Karar vermeden önce “Bu hasta benim babam olsa ne yapardım ya da ben olsam ne yapardım.” Sorusunun cevabını arayın. Bu yaklaşımla yanlış yapma şansınız yok. Dürüst, düzgün ve kendine yapamayacağını başkasına yapma prensibi ile hareket ederseniz yanlış yapmazsınız hiçbir meslekte.

Mutlu pazarlar…

  FACEBOOK YORUM
Yorum

  YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARŞİVİ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
BİZİ TAKİP EDİN
YUKARI