Prof. Dr. Özkan Demirhan
  05-08-2022 12:13:00

AKCİĞER KANSERİ HAKKINDA EN ÇOK SORULAN SORULAR...

Ülkemizde hem erkeklerde hem de kadınlarda kanserden ölümler kalp damar sistemi hastalıklarından sonra ikinci sırada görülmektedir. Akciğer kanseri en sık görülen kanserlerden biri olup, kansere bağlı ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer almaktadır. 20’inci yüzyılın başlarında nadir bir hastalık iken, 1950’lerden itibaren, özellikle tütün ve tütün ürünlerinin kullanımının artması, çevresel kirliliğin oluşması ile beraber tüm dünyada önemli bir hastalık haline gelmiştir.

►Ailede birinci dereceden kişilerde akciğer kanseri hikayesi olanların, akciğer kanserine yakalanma riski normal kişilere göre 2 kat artmaktadır.

ERKEN TANI İÇİN NELER YAPMAK GEREKİYOR?

►Akciğer kanserini erken evrede yakalamak için bilinçli Checkup sayısını arttırmak, akciğer filmi ve düşük doz akciğer tomografisi önemli rol oynuyor.

►Risk altında oldukları için bu kişilere kesinlikle düşük doz akciğer tomografisi öneririm.

►Ama düşük doz tomografi olması büyük önem taşıyor çünkü hastalar daha az radyasyona maruz kalıyor.

►Filmde patoloji saptandığı zaman sigara içimi ve yaş durumu da göz önünde bulundurulur. Sıkıntılı durumları erken tespit etmek için PET CT de önerilebilir.

KAÇ YAŞINDAN SONRA AKCİĞER KANSERİ KONTROLLERİ YAPILMALI?

Özellikle 40 yaşından sonra sigara içen, ailesinde akciğer kanseri riski taşıyan, kirli ve havasız çalışma ortamlarında bulunan kişilerin rutin akciğer kontrollerini yaptırması büyük önem taşıyor.

TEDAVİDE BAŞARI ŞANSI NASILDIR?

Minimal İnvazif ameliyatların en büyük avantajı deneyimli ellerde komplikasyonları minimuma indirmesidir. Öte yandan ameliyat sonrası hasta daha az ağrı hisseder, hastanede kalış süresi azalır ve normal yaşamına erken döner. Kozmetik açıdan açık ameliyatlara göre daha avantajlıdır, ileriki dönemlerde kesi izi dahi kaybolabilir. Onkolojik tedavi gerekse bile bu hastaların tedaviye yanıtı daha başarılı oluyor çünkü minimal invazif ameliyatlar bağışıklığın direnci çok düşürmez.

Öksürük ve akciğer kanseri ilişkisi nasıldır?

İnsanlar genelde kan gördükleri zaman korkarlar ama öksürünce umursamazlar. “Öksürüyorum sigarandır” derler. Oysa öksürüğün kalple mi akciğerle mi ilişkili olduğunun araştırılması gerekir. Balgamda kanama veya çok kirli balgam çıkarma da akciğer kanserinin bir başka belirtisi olabilir. Öte yandan akciğer kanseri çok çeşitli klinik belirtiler verebilir ancak en sık görülen belirtileri sıklık sırasına göre şöyle sıralayabiliriz. Uzun süren ve karakteri değişen öksürük, kilo kaybı, nefes darlığı, göğüs ağrısı, hemoptizi (kanlı balgam çıkarma), kemiklerde lokalize ağrı, ses kısıklığı, parmakların bombeli hale gelmesi (çomaklaşması), ateş, halsizlik, vena cava superior sendromu (VCSS-yüz ve boyunda şişlik oluşur), disfaji (yutma güçlüğü).

NASIL BESLENMELİ?

 

-Tütün ve tütün ürünlerinden uzak durmak (özellikle pasif içici gibi risk gruplarının dikkatli olması gerekiyor)

– Abartılı yemekten kaçının.

– Şeker, tuz tüketimini çok aza indirin.

– Beyaz et ağırlıklı beslenin. Beyaz et tercihinizi mutlaka balıktan yana kullanın.

– Haftada bir kere mutlaka kırmızı et tüketmeye dikkat edin. Ancak etin çok pişmiş ve yanmış halini değil orta pişmiş halini tercih edin.

– Öğünlerde bol miktarda yeşillik tüketin.

– C vitamininden zengin gıdaları tercih edin.

– Akdeniz usulü beslenmeyi yaşam şekli haline getirin.

– Zeytinyağını sofranızın ve mutfağınızın baş tacı yapın. Katı yağlardan uzak durun.

– Düzenli spor yapın

HERKESE STANDART TEDAVİ Mİ UYGULANIR?

Tedavşler her zaman kişiye özeldir. Akciğer kanseri her zaman kişiye özel olmalıdır. Cerrahi tedavi de cerrahi sonrası onkolojik tedaviler de kişiye özel olarak planlanır. Standart gibi görünse de bu tedaviler, kişiye özel bazı faktörler vardır. Bu faktörleri sıralamak gerekirse; akciğer kanserinin evresi, kanserin hücre tipi (Küçük hücreli akciğer kanserinin cerrahi tedavisi çok çok sınırlıdır), moleküler genetik testlerin durumu, kişinin performansı ( kişinin beslenme şekli ve hayat şartları, kişinin psikolojisi gibi durumlar) şeklindedir. Son yıllarda tüm cerrahi branşlarda olduğu gibi göğüs cerrahisinde de minimal invazif (Küçük kesi ile yapılan ameliyatlar) yöntemler tercih edilmektedir. Bunlar videotorakoskopik (VATS) ve robotik (RATS) ameliyatlarıdır. Ancak burada bilinmesi gereken hangi yöntemle ameliyat edilirse edilsin kanser tedavisinin başarısı kanseri tamamen temizlemektir. Miniml invazif ameliyatların en büyük avantajı komplikasyonları minimuma indirmesidir. Öte yandan ameliyat sonrası hasta daha az ağrı hisseder, hastanede kalış süresi azalır. Onkolojik tedavi gerekse bile bu hastaların tedaviye yanıtı daha başarılı oluyor. Akciğer kanserinin artışında çevresel faktörlerin günden güne bozulması, hava kirliğinin artması, tütün ve tütün ürünlerinin daha özendirici hale getirilmesi akciğer kanseri oranlarını arttırmaktadır.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ İYİ ARAŞTIRILMALI

Erken tanı için ise özellikle ailede hikayesi olanlar sigara içen ya da içmeyen mutlaka rutin taramalarını yaptırmayı atlamamalılar. Akciğerde lezyon çıkması durumunda da göğüs cerrahisine de başvurmak gerektiğini unutmamalılar. Akciğer kanserinin ileri düzey hastalığında ise multidisipliner tedavi yaklaşımı ile uygun hastalar cerrahi tedaviye aday olabiliyor.

 

Sağlıklı günler dilerim...

  FACEBOOK YORUM
Yorum

  YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARŞİVİ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
BİZİ TAKİP EDİN
YUKARI