BIÇAK KEMİĞİ KESİYOR

Sahada ilk 45 dakikadaki baskın Fenerbahçe dominasyonu sonrası 2. devre futbol stop edip terörizm sahne alınca olanlar oldu diyerek özetlenebilecek bu durum.

Olayı da kısaca özetliyor sanki...

 

İtfaiyeciler "Yangın küçükken tükürükle bile söner" derler.

Maç sonundaki olayları büyük bir yangın olarak ifade edersek yangının ilk kıvılcımları 50.dakikalarda görülmüştü aslında özellikle 45-55 arası sahadaki oyunla misafir takımın durdurulamayacağı anlaşılınca maçı durduracak futbol dışı müdahaleler bizzat tribünler tarafından organize edilmeye ve sahaya bir sürü yabancı madde yağmaya başladı.

 

İşte o kıvılcımlar bu atılan maddelerdi...

Ve yangına dönüşecek bu ateşe tükürmesi gereken ve yangını büyümeden söndürecek itfaiyeci sahadaki hakemdi ama  maalesef pasif değil resmen aciz kaldı.

Maçı tatil edip topu federasyonun kucağına bırakacaktı yapmadı veya yapamadı...

 

Benim şahsi düşüncem maç sonunda ortaya çıkan bu olayların en büyük sorumlusu hakem Hâlil Umut Melerdir.

Göğsünde taşıdığı FIFA kokartından bile utanmadan bu vahşeti körükleyen Meler eski Ankaragücü başkanından yediği dayaktan sonra maalesef Türk futbolunda 2.kez çok kötü bir iz bıraktı.

Önerim acilen hakemlik işinden uzaklaşması olur.

 

Meler'den ve onun hatalarından uzaklaşarak incelenemeyecek bu olay maalesef artık bıçağın kemiği kesmeye başladığının net göstergesidir.

Meler'in bağlı bulunduğu MHK ve onunda bağlı olduğu TFF ile bu rezaletin çözülemeyeceği aşikar ancak her ne hikmetse herşeyin başındaki Sn. Mehmet Büyükekşiden günlerdir ses seda yok, malûm Haziran ayındaki Euro 2024 öncesi 'ne şiş ne kebap yanmasın, aman orada gövde gösterisi yapalım' derdinde olduğu o kadar belli ki açıkçası iğrenmemek imkansız.

 

Bakın Trabzon deplasmanında bu tür olaylar ilk defa başına gelmiyor Fenerbahçe'nin.

Bu son olayın diğerlerinden en büyük farkı olayın organizasyonu ve bu rezil organizasyona bizzat TFF denen yetersiz kurumun sahadaki temsilcisi Hakemin çanak tutmaları oldu.

 

Evet belki 2 Nisan'da olağanüstü genel kurulda tüm Fenerbahçe taraftarlarının hoşuna gitmeyecek bir karar çıkacak ancak ortada görünen bir gerçek var ki bu federasyon ve ezeli rakipler denen Trabzonspor ve Galatasaray gibi takımların olduğu yerde sarı lacivertli camianın dürüst tarafsız ve güçlü bir mücadele vermesi imkansız çünkü Federasyon tamamen Fenerbahçe karşıtı güç odaklarının güdümünde görünüyor.

 

Ben dahil çok büyük bir kesimin dahil olduğu Fenerbahçe taraftarları ne Sn. Büyükekşi'nin ne de onun Federasyonunun bu krizi doğru yönetebilecek yeterlilikte olduklarına inanmıyor.

 

Sn. Büyükekşi'nin de istifa kelimesinin anlamından haberi olmadığına göre Fenerbahçe genel kurulunda şok bir karar çıkması normal olacaktır.

Dikkat ederseniz sahaya giren ve tetikçiler olarak tabir ettiğim sivillerden bahsetmedim çünkü olaylardaki en az suçlu olanlar onlar.

Bana göre Osayi, Batshuayi ve Oosterwolde gibi insan azmanları tarafından dövülmeleri de bir nevi sahadaki adalet oldu sanki...

Benim iki protestom da Abdullah Avcı ve onun yardımcı antrenörü Egemen adlı arkadaşa olacak.

 

Avcı olaylar tırmanışa geçerken tıpkı Mehmet Büyükekşi gibi saklanmış olaylar bittiğinde de futbol filozofu gibi açıklamalar yapmış.

 İlginç geldi bana...

Çünkü ilk kıvılcımlar görüldüğünde filozofluk yapıp tribünlerin tansiyonuna müdahale etse sanki daha iyi olurdu ayrıca Egemen denen spordan uzak kişi de sahadaki kavgaya balıklama dalarak ne denli vandal birisi olduğunu göstermiş oldu en ağır cezayı almalı.

 

Kısaca eğer Türk futbolu Fenerbahçe'den ayrı şekilde değerlendirmek ve yönetmek isteniyorsa 2 Nisan'da bu isteğe uyacak bir karar çıkması şart olmuştur.

2011 Fetö şike operasyonu, 2012'de futbol tarihimizin en skandal play Off'lu sezonu,2015 de otobüs kurşunlanması ve son olarak 17 Mart gecesi vahşeti...

Bütün bunlardan kötü etkilenen tek kulüb olan Fenerbahçe için tarihi kararı vermenin zamanı gelmişti, inşallah hayırlı olur...