KÖTÜ TABAK…

Geçtiğimiz günlerde Denizli'nin Çameli ilçesinde bulunan modern taş konaklarının bulunduğu Çameli Taş Konakları'nda yapılan Tabaklar Yarışıyor isimli yarışmada jüri üyeliği yaptım.

8.Uluslararası Çameli Kültür, Turizm, Tarım ve Doğa Sporları Festivali kapsamında bir yemek yarışması gerçekleştirildi.

Festival komitesi tarafından seçilen jüri üyeliğine seçilen Pamukkale Üniversitesi Turizm Fakültesi ABD Başkanı Prof. Dr. Serkan Bertan ve Gastronomi ve Seyahat yazarı Neslihan Durna ile beraber yürüttük.

Yarışma öncesi jüri üyeleri olarak karşımıza gelecek tabakları değerlendirmek için kriterler ve puan tablosu oluşturduk.

Lezzet, Sunum, Tabak Adı, Koku ve Satılabilirlik kriteri ile puan almaları konusunda fikir birliğine vardık

Deneyimli şefler tarafından yapılan 6 tabakta olması gereken malzemeler Çameli'nin coğrafi işaretli ve yöresel ürünleri olan Çameli Fasulyesi, Alabalık, Ceviz, Tarhana ve vişnenin kullanıldığı yemeklerdi.

Yıllar evvel Elazığ ve Tunceli seyahatim sırasında Fırat Kalkınma Ajansı tarafından Çırçır Şelalesi Keban Alabalık Tesisleri'ne götürülmüş çok farklı Alabalık ile yapılan lezzetlerle karşılaşmıştım. Alabalık konusunda beklentim yüksekti.

Yemekler şefler tarafından 40 dakika içerinde bir tabak jüri üyelerine bir tabakta fotoğraflanıp gelen konukların tatmaları için ayrı bir masaya bırakıldı.

Tüm jüri üyeleri kriterlere dikkat ederek ve kendi yorumlarına göre puan vermeye başladı. Bu konuya daha sonra dönüş yapacağım.

Karşımıza Alabalık ile yapılmış farklı lezzetler çıktıkça heyecanlandık. Bizler acaba bir Alabalık restoranı bu reçeteyi kullanır mı? Diye düşünürken son tabak adeta bizleri hüsrana uğrattı.

Lapa gibi bir Çameli Fasulyesi, içinde ceviz parçaları, soğan ile bir yatak yapılmış üzerinde parçalanmış bir Alabalık üzerine tarhana sos ile sunuluyordu. Yanında Vişne sosu ile lezzetlendirilmiş bir çıtır ceviz vardı. Özellikle ballı çıtır cevizinin çok sevildiğini vurguluyor. Bunu vişne sosu ile sunduğunu belirtiyordu.

Bir taraftan şefi dinliyor ve bir taraftan da tat kütüphanemdeki lezzetler ile kıyaslıyordum. Beni diğer jüri üyeleri uyardı. "Çok tuzlu değil mi?" Evet şap gibi tuzluydu. Tabağa bir şans verilebilir mi? diye düşünüyordum. Adeta yalan silsilesi birbiri ardına geliyordu.

Tabağı sıcak gelseydi. Tuz tadının daha az alacağımızı iddia etmesinden sonra fümeleme yaptığını söylüyordu. Lakin yarışmacılara meşe talaşı bile verilmemişti.

Puanların toplanması esnasında yine aynı konuyu konuştuk. Bununla birlikte neredeyse bazı yarışmacılara aynı puanları verdiğimizi fark ettim. Hakkaniyetli bir puanlama yaptığımıza adına birbirimize şahitlik edebilirdik. Puanların toplanmasıyla açık ara önde olan bir yarışmacıyı birinci  ilan ettik.

Tüm yorgunluğa rağmen adilce bir oylama yaptık.

Akşamı Denizli Gurme instagram sayfama DM'ye adeta aşağılayıcı bir ses kaydı düştü. Şahsımı hedef alarak jüri üyeliğime laf yapıyor. Şahsımın jüri üyesi olmayacağımı hatta birilerine yapmış olduğum teşekkür paylaşımlarımı bile kaldırmamı dikte ediyordu

Jüri masasında halk olsaydı. O kişilerin de puanlamasına hakaret edilecek miydi? Zaman zaman programlarında bu tür yarışmalarda böyle şeylerin yaşandığını görüyoruz. Eğer yarışmacı kişi işini doğru şekilde yaparsa sıralamaya girmese bile bir şekilde sektörde hak ettiği yeri alacaktır diye düşünüyorum. Çünkü onlardan biri çok yakın arkadaşım oradan biliyorum.

Peki siz kötü bir tabağa puanınız 100 üzerinden kaç olurdu?