24-04-2021 17:18:59 Son Güncelleme: 24-04-2021 18:06:59

Tera Yatırım Genel Müdürü Dr. Abdülkadir Çakır:' Borsada fırsatların pozitif yönde olduğunu düşünüyorum.'

Son dönemin en çok konuşulan ve en çok takip edilen konularından biri yatırım piyasası. Birikimini nasıl değerlendirmeliyim, borsaya mı, Bitcoin’e mi yatırım yapmalıyım soruları en popüler sorular arasında? Pekiyi doğru yatırım nasıl yapılmalı? Deneyimli bir yatırım şirketi danışmanlığında kazanç katlanabilir mi? Borsada doğru hamle yapmak için eğitim neden bu kadar önemli? Bitcoin’in akıbeti ne olacak?
Tera Yatırım Genel Müdürü Dr. Abdülkadir Çakır:' Borsada fırsatların pozitif yönde olduğunu düşünüyorum.'

Röportaj: Şükriye Özgül

Son dönemin en çok konuşulan ve en çok takip edilen konularından biri yatırım piyasası. Birikimini nasıl değerlendirmeliyim, borsaya mı, Bitcoin’e mi yatırım yapmalıyım soruları en popüler sorular arasında? Pekiyi doğru yatırım nasıl yapılmalı? Deneyimli bir yatırım şirketi danışmanlığında kazanç katlanabilir mi? Borsada doğru hamle yapmak için eğitim neden bu kadar önemli? Bitcoin’in akıbeti ne olacak? Hepsini ve daha fazlasını Türkiye’nin önde gelen yatırım şirketlerinden biri olan Tera Yatırım’ın Genel Müdürü Dr. Abdülkadir Çakır’la konuştuk.

 

Tera Yatırım’dan bize söz edebilir misiniz?

Tera Yatırım Türkiye’nin önde gelen yatırım bankacılığı, danışmanlık ve aracı kurumlarından biri. Yerli ve yabancı müşterilere araştırma ve aracılık hizmetleri sunuyoruz. Güçlü öz sermaye ve uzman kadro ile yola çıkan, eski ismi Stok Menkul Değerler A.Ş. olan Tera Yatırım, 1990 yılında kuruldu. 2005 yılında ortaklık yapısı değişti ve yolumuza Tera Yatırım olarak devam ediyoruz. Tera, eski Roma bolluk ve verimlilik tanrıçası “Terra” isminden esinlenerek yaratılmış bir isimdir.

Tera Yatırım'ın asıl amacı müşteri odaklı bir kurum kültürüyle Türkiye'de aracı kurumlar arasında öne çıkmak ve kaliteli hizmet sağlamaktır.

Uluslararası sermaye piyasaları, yatırım bankacılığı, araştırma, risk yönetimi gibi pek çok hizmetimiz var, gelişmiş ürün yelpazesine sahibiz. Yurt içi hisse senedi, Viop, Varant, Eurobond… Yatırım bankacılığı alanında çok çeşitli alanlarda hizmet veriyoruz, hem halka arzlar hem de özel sektör tahvil ihraçları var. 

GELİŞMİŞ BİR İŞLEM PLATFORMUMUZ KURULUYOR.

Butik hizmet veren bir aracı kurum olduğumuzdan dolayı yatırımcı memnuniyetimiz çok yüksek. Güçlü bir öz sermayemiz ve deneyimli bir kadromuz var. Özellikle eğitim alanlarında müşterilere hizmet edebilecek kapasitede bir eğitim departmanına sahibiz.

Eğitim danışmanlığının öneminden söz ettiğiniz. Ne gibi eğitimler veriyorsunuz?

Ben eğitimin altını özelikle çizmek istiyorum. Biz kurum olarak gerçekten yatırımcıların finansal ortağı olmak istiyoruz o yüzden de yatırımcılarımızla beraber büyümek istiyoruz. Onlara gerekli eğitim desteğini vererek daha sonra da bu aldıkları eğitimle alakalı analiz desteği vererek her zaman onların yanında olacağımıza şimdiden belirtmek istiyorum. Dolayısı ile bu eğitim bacağı ile ilgili çok ciddi çalışmalarımız var. Hatta uygulamaya alacağımız bu işlem platformunda kendileri de gün içinde ilgilendikleri hisseler ya da sektörlerle alakalı alım satım tüyoları ulaştıracağız, analizler ulaştıracağız ve sürekli onların yanında olacağız. Mağdur olamamaları için elimizden geleni yapacağız.

Gerek kurumsal olarak gerekse şahsi tecrübelerimizle piyasalarda çok ciddi bir fon yönetiyoruz. Dolayısı ile bu tecrübelerimizi insanlara anlatmak aktarmak istiyoruz. Özellikle hisse senedi seçimi tarafında nelere dikkat etmeleri gerektiğinden başlayıp bu hisse senedini seçtikten sonra; “Ben bunu nereden almalıyım, nereye kadar taşımalıyım, nereden satmalıyım ya da işler aleyhime dönerse en küçük zararla bu işten nasıl sıyrılırım” gibi sorularının hepsine çok açıklayıcı ve tatmin edici şekilde cevap verecek bir eğitim seti hazırladık. Bunu da en kısa zamanda çekeceğimiz videolarla müşterilerimizle ve müşteri adaylarımızla buluşturacağız. Sürekli olarak da kendilerinin yanında olacağımızı şimdiden taahhüt ediyoruz.

♦Biz insanlara yatırımlarında sadece bir aracılık hizmeti vadetmiyoruz, onların devamlı olarak finansal danışmanları olmaya talibiz. Bizim amacımız bu, onlarla beraber büyümek istiyoruz.

Yakın dönemde Tera Yatırım olarak sunacağınız projeleriniz var mı?

Biz bugüne kadar tabana yayılma konusunda çok fazla adım atmadık çünkü butik bir işletmeydik. Belli başlı müşterilerimiz vardı, yurt dışında çok büyük fonlar bizden işlem yapıyordu aynı zamanda piyasada gerçekten ilk beşe girecek büyüklükte müşterilerimiz var. Biz bunlara hizmet verdiğimiz için bugüne kadar çok fazla tabana yayılmayı kendimize misyon edinmedik ama benim göreve gelmemle beraber son 1 yıldır bununla ilgili ciddi çalışmalar yapıyoruz. Bunlardan en büyüğü de yeni yatırımcılarımız beğenisine sunacağımız işlem platformumuzdur. Hem mobil hem de desktopta olacak olan uygulama ile çok iddialıyız. Piyasadaki diğer muadilleri ile karşılaştırdığımız zaman hiçbirinde olmayan analiz yöntemlerine sahip, aynı zamanda çok işe yarar analiz yöntemleri bunlar. Bunlarla ilgili de eğitimlerimiz de çok yoğun bir şekilde başlıyor.

 

TERA KARTI ÇIKARTIYORUZ.

Bir diğer önemli projemiz de Tera Kart projesi. Her bir müşterimiz kredi kartı gibi debit kartı olacak. Bu önden yüklemeli bir kart olacak. Örnek vermek gerekirse; müşterimizin yatırım hesabında 10 bin TL var varsayalım, o hafta da paraya sıkıştı, girecek internet sitesinden bu karta yükleme yağacak ve kart visa onaylı olduğu için nakit de çekebilecek.

Bu hiçbir aracı kurumda olmayan bir ürün ve ilk defa Tera Yatırım olarak biz çıkartıyoruz.

Bunun gibi daha birçok yenilik olacak, özellikle kripto tarafında bir çalışmamız var o da kısa bir zamanda hayata geçecek, geçtiğinde de duyurusunu yapacağız.

Piyasalar 2021’e nasıl başladı? 2021’i piyasalar açısından nasıl değerlendiriyor, bu yıl için neler öngörüyorsunuz?

Aşılama ile beraber umudumuz arttı. Gerek yurt dışında ve yurt içindeki gelişmelerle birlikte risk iştahının artması ile 2021’e girdik.  Yapılan birkaç hareketle beraber yurt içinde büyük bir sistematik risk oluştu bu da risk iştahının düşmesine neden oldu. Yurt ışında Amerikan 10 yıllık faizlerinde yukarı yönde ivmelenme söz konusu. Bunu da çok ayrıntılı olmasa da biraz açmak istiyorum, zira önemli.

Aslında sermaye piyasalarının ana likidite kaynağı dolardır. Dünya üzerindeki büyük varlık fonları doları borç alarak borçlanıyor ve bunu yüksek kadrajlarla gelişmekte olan ülkelere yatırım olarak gerçekleştiriyorlar. Dolayısı ile Amerikan 10 yıllık faizlerindeki yükseliş bu adamların riskini inanılmaz bir şekilde etkiliyor. Dolayısı ile orada bir yükseliş öngördükleri zaman yatırım yaptıkları gelişmekte olan ülkelerdeki varlıklarını hızlıca satarak, nakite dönüştürüyor ve  Amerika’daki pozisyonlarını kapatıyorlar.

Ben 25 yıldır piyasalardayım, 25 yıldır hep böyle oldu, doların hükümdarlığı sürdüğü sürece bundan sonra da hep böyle devam edecek. Oradaki 10 yıllıklardan yükselişleri çok iyi gözlemlemek gerekiyor.

Piyasanın fiyatlaması ile Amerikan Merkez Bankasının faiz artırımı arasında çok büyük fark var.

 

BEN ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMLERDE BİR FAİZ ARTIRIMI BEKLİYORUM AMERİKA TARAFINDA.

Niye derseniz, çünkü enflasyonist etkiler baya bir ön plana çıkmaya başladı. Çünkü bol likidite var, 3 trilyon dolar gibi bir para var piyasaya enjekte edilen. Bu enjekte paranın enflasyona dönüşebilmesi zaten mucize olurdu. Şimdi yavaş yavaş bunların etkisini görüyoruz o yüzden ben önümüzdeki dönemde Amerikan merkez bankasında faiz artırımlarının başlamasını bekliyorum. Bence bunun ilk etapta olumlu etkileri olacağını düşünüyorum.

Borsanın sahip olduğu riskler ve sunduğu fırsatlar neler?

Piyasalarda seçici olmak kaydı ile hala fırsatların olduğunu düşünüyorum hatta çok büyük fırsatların da olduğunu düşünüyorum. Mesela bir örnek verecek olursak; bankacılık sektörüne baktığınız zaman çarpanlarının tarihin en düşük seviyelerinde olduğunu görüyoruz. Buralarda ben ciddi hareketler olacağını şu anda öngörebiliyorum. Çünkü yabancı sermayenin bu kadar bol likiditenin olduğu bir piyasada özellikle bankacılık sektörüne geleceğini düşünüyorum.

Şurada çok önemli bir şeyin daha altını çizmek istiyorum. Dünyada çok önemli fonlar var, mevzuatları gereği Türkiye’ye yatırım yapamıyorlar, çünkü bizim uluslararası derecelendirme notumuz yatırım yapılabilir seviyenin altında. Dolaysı ile bu fonlar mevzuatları gereği yatırım yapılabilir seviyenin altındaki ülkelere isteseler de yatırım yapamıyorlar.

 

ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM GELEBİLECEK OLAN NOT ARTIRIMLARI TÜRKİYE’NİN HATTA BORSANIN SEYRİNİ ÇOK YAKINDAN ETKİLETECEKTİR.

Eğer gerçekten yatırım yapılabilir seviyenin üstüne atabilirsek kendimizi o zamana kadar ucuz kalmış olan sektörlere ben yabancı yatırımcı ilgisinin artacağını düşünüyorum.  O yüzden de borsada fırsatların pozitif yönde olduğunu düşünüyorum.

Yatırımcılara yönelik risk profillerine göre ayrı ayrı önerilerinizi alabilir miyiz?

Eğer risk iştahı yüksel olan bir yatırımcı iseniz bence Borsa İstanbul’da seçici olmak kaydı ile portföyünüzün yüzde 70’ini hisse senedine dönüştürebilirsiniz. Biraz daha orta yol olan yani fazla risk almak istemeyen yatırımcılar için de şöyle bir şey söyleyebiliriz: döviz 100 üzerinden değerlendireceksek; dövizin ağırlığı 10, mevduatın yani Türk lirası faiz getirisinin ağırlığı 30, hisse senedi 35, altında ise 25 olmasını öneriyorum. Bu bence dengeli bir portföy dağılımı. Risk almak isteyenler için de hisse senedi ağırlıklı bir fon, bir portföy önerebilirim.

 

REGÜLE OLMAYAN KRİPTO PARA PİYASALARINA GÜVENMEMELERİNİ KENDİLERİNE TAVSİYE EDİYORUM.

Kripto paranın riskine de değinebilir miyiz?

Kripto paralarla ilgili son dönemde Türk insanının risk iştahı inanılmaz derecede kabarmış durumda. Ben burada şuna dikkat çekmek istiyorum yatırım yaptıkları borsalar, kripto para borsaları regüle olmayan borsalar yani herhangi bir otoriteye bağımlı olmayan, denetlenmeyen borsalar. O yüzden ana paralarını alamama riskinin  olduğunu bir kez daha kendilerine hatırlatmak istiyorum.

Bunun altını çiziyorum çünkü önümüzdeki dönem ben böyle risklerin yaşanılabileceğini şimdiden görüyorum. Daha önceden de bu tür hikayeleri dinlerdik. Kendimiz de yaşadık o yüzden çok fazla bu tip regüle olmayan piyasalarına güvenmemelerini kendilerine tavsiye ediyorum.

 

Dr. Abdülkadir Çakır hakkında:

1999 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Bölümü'nden mezun olan Abdülkadir Çakır Bahçeşehir Üniversitesi'nde MBA lisansını aldı ve Kadir Has Üniversitesi Finans ve Bankacılık Bölümü'nde Doktora eğitimini tamamladı. Çakır, 20 yıldır birçok yatırım kuruluşunda farklı departmanlarda yönetici olarak görev yapmaktadır SPK Düzey 3 ve Türev lisanslarına sahiptir.

 

  YORUMLAR

0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
YUKARI