NOLUR ANLA BE KUZUM, BU YOLCULUK SADECE VE SADECE KENDİNDEN KENDİNE...

Adını anmak istemediğim ziyaretçi bana o kadar şey öğretmiş ve bu öğrendiklerim beni o kadar huzura erdirmiş  kalbimi özgürleştirmişti ki...

Dönüp durduğum kısır döngüden çıkarmak, tekamülümü bundan sonraki dönemde  kolaylaştırmak ve daha aydınlığa çıkarmak için zorlu bir köprü olmuştu sadece benim için.

Bu köprüden geçerken yanıma verdiği en büyük el evladımın eli olmuştu.

Beş yaşındaki bir kız çocuğunun eli, kalbi, merhameti,herşeyi ama herşeyi...

Bir çok anne  elbette kendi evladına  sahip olduğu için kendini çok mutlu çok şanslı hissediyordur ama ben gerçekten ama gerçekten çok şanslıyım dostlar, Kayla benim  kızım olduğu için.

Tedavi döneminde bir kez daha anladım kızımın ne kadar yüksek bir farkındalıkla bana gönderildiğini.

Saçlarım olmadığında kafamı öpüp en güzel anne sensin demesi,ne yaşadığımı bilmeden, "annecim diğer memeni yaptırma böyle de güzelsin bak hep kustun memeni yaptırınca" diyerek beni bana güzel olduğumu hissettirme çabası hastanede yattığım gecelerde anneannesinde kalıp  ağlamadan, sakince beni beklemesi.

O dönem araç kullanırken zorlandığım zamanlarda dayısına  "annemi sen götür gideceği yere  o kullanamaz" diyerek beni korumaya çalışması,herkese benim ne kadar çalışkan olduğumu anlatması, en iyi araba kullanan annem demesi, evde bir şey bozulunca annem halleder deyip bana güvenerek onurlandırması...

Herşeyden önce onun varlığı hayatımda oluşu bana mücadele, dayanma gücü verişi.Hangi birini sayayım ki bitmez, bitmez, bitmez...

Ne kadar ağrı çekmişsem çekeyim gece kalkıp onun üstünü örtme gücünü veren, beni ayakta dimdik tutan annelik duygusuna şükürler olsun.

Kayla, sanki hayatıma sadece beni anne yapmak için değil de, benim bu hayatta yaşadığım yaralarımı sarmak, değersizleştirilme duygusu nedeniyle yaralanan kalbimi şifalandırmak için gelmişti.

Beni bu hayatta gerçekten seven, hep övgüler yağdıran, taktir eden, en güzel bulan, en değerli olduğumu her gün söyleyen, taaaaa uzaya kadar sevdiğini hergün hergün bağırarak söyleyen,  bu dünyada hayatıma gönderilmiş tek varlık.

Hep duamda yavrum benim, ömrü güzel olsun, karşısına iyi insanlar çıksın, imtihansız imtihanları olsun, hayatı su gibi kolaylıkla, sağlıkla, bolluk, zenginlik içinde, huzurla aksın diye.

Ama bunlar için anne babaya ne kadar iş düşüyor bir bilseniz.

Güzellikleri onlar için istemek yetmiyor tek başına. Hem doğru yaşamak hem de atalardan aktarılan olumsuz karmaları temizleme tekniklerini, inançlarınıza göre samimi bir kalple uygulamak gerekir.

Halk arasında tahtını yaptım da bahtını yapamadım diye bir deyim var ya işte tam da bu anlatmak istediğim. Çocuğunuza çok iyi eğitim verebilirsiniz, zenginlik bırakabilir, en iyi yerlerde yaşatabilirsiniz.

Ama bahtını yapmak için çok yüksek farkındalık içinde olmanız , empati gücünüzün çok yüksek olması , derin uykunuzdan artık uyanmanız lazım dostlar. Bahtını yapabilmek için sizin de bahtınızın yapılabilmiş olması lazım.

Eğer yapılmamışsa, sizin artık bunu başarmanız  tekamülü tamamlayıp noktayı  koymanız, travmalarınızı ve hatalarınızı tespit edip bunların üzerine gidip kendinizi de evlatlarınızı da  özgürleştirmeniz lazım.

 
Hepimiz bir tekamül  süreci yaşıyoruz.

Hayata geliş amacımız bu tekamülü, ortaya koyduğumuz irademizle tamamlayabilmek.İşte burda, rahmani irade ile gayri rahmani iradenin kavgası başlıyor.

Geçmiş neslimizin, üzerimizde oluşturduğu karmayı temizleyerek, kendimizi ve bir sonraki nesillerimizi bundan özgürleştirmek adına yaptığımız her davranıştan, her düşünceden nasıl sorumlu olduğumuzu ah bir bilseniz.Eğer bir  anne kendi hayatında değer görmediyse, bunu aşmak adına  bu duygudan özgürleşmediyse, bu duyguyu yaşatanları affetmediyse (bu affetmek onlarla tekrar barışıp hayatına almak değil kesinlikle)  emin olun ki çocuğu da kendi hayatında hep bu duyguyla mücadele edecektir. O da bu duygunun yükünden arınana dek hep aynı olayları  yaşayacaktır.

Veya bir erkek  kadınların duygularıyla oynuyorsa, onlara duygusal veya fiziksel anlamda zarar veriyorsa inanın o karmayı kendi kızının ya da oğlunun hayatında görecektir.

Ben, eşimden boşandığım dönemde ona sadece tek bir şey söylemiştim." Senden tek bir şey istiyorum, sakın ama sakın hiç bir kadının kalbiyle, gururuyla oynama, onları kandırıp arkasında durmayacağın sözler verme.

Ben, senin  başka kadınlara yapacağın hatalarının bedelini kızımın ödemesini istemiyorum. Her attığın adımında kızın gelsin gözünün önüne, elli kere düşün yapacağın her hareketi. "

Kolay değil dostlar inanın hiç kolay değil bunun bedelini ödemek. Herşey çok güzel giderken birden gelir adamın üzerine yaptıklarının bedelleri.

Dün yediği hurmalar bir gün gelir öyle bir tırmalar ki.

Öyle elini kolunu sallaya sallaya hoyratça bir kalbe girip yaralamak sonra elini kolunu sallaya sallaya çıkıp gitmek kolay değil, adaletsiz olmak, değer vermemek, çalmak, çırpmak, yaralamak, haram yemek, iftira atmak,insanların emeklerini değersizleştirmek emin olun hiç kolay değil.

Hiç etrafınızdaki insanları analiz ettiniz mi. Dikkat edin özellikle ata erkil ailede yetişmiş, anneleri tarafından egosu tavan yapılmış, her kadının kendisine hizmet etmek için yaratıldığını düşünen  başka kadınların kalbine zarar vermeyi alışkanlık edinmiş erkek profillerine.

Korkarlar, korkak olurlar, kızlarını en iyi okullarda okutmalarına rağmen eğitim için bile olsa uzaklara göndermeye korkarlar, baskı altında tutarlar kız çocuklarını, eşleri tarafından aldatıldığının bile farkına varmadan ailesinin namus bekçiliğini yaptığını zannederler.

Kimseye güvenmezler çünkü  kendilerinden bilirler herkesi.

Aslında başına gelecekleri çok iyi bilirler kendilerince tedbir alırlar ilahi adalete karşı.

Vel hasıl kelam kuzum sana söylüyorum. O pamuklara sardığın , en iyi okullarda okutup başına bir şey gelir diye eğitim için bile uzaklara yollayamadığın kızın var ya, boşuna korumaya çalışma. Çünkü onun gelecekte yaşayacaklarını, sen kendin başka kadınlara  yaptın, anlayacağın kuzum kızının çeyizini kendi ellerinle  dürdün. Gün gelecek göz yaşlarına boğulacaksın, o çok güvendiğin, namus timsali  dediğin karın var ya  ne ayvalar yiyor belki haberin bile yok dünyadan.

İş hayatında sömürdüğün, para ile sadece elinde tutabildiğin insanlar gün gelecek sana öyle bir darbe vuracak ki, senin bile aklın almayacak.
İşte o zaman ahhh diyeceksin. Ey Adem oğlu,  nolur  tekamül yoluna artık bir mum yak, ne yaparsan yap herşey kendine, nolur  anla be kuzum,  bu yolculuk sadece ve sadece kendinden kendine...

Devam edecek...