TEBESSÜM HAYATINIZIN MUCİZESİ OLABİLİR…

Güzel bir Pazar gününden merhaba sevgili dostlar…

Enfeksiyonlar kalp krizlerini tetikleyebilen etkenler olduğu gibi, riskleri de arttırıyor. Özellikle bilinen kalp hastalığı olan, kalp yetmezliği olan, akciğer hastalığı olan, şeker hastası olan hastalarımızın kendilerini koruması gerekir. Mutlaka maske ile dolaşması, lüzumsuz yere kapalı ortamlara girmemesi ve aşılarını yaptırması gerekir. Kalp, şeker, tansiyon ilaçlarını düzgün ve düzenli kullanması, kontrollerini düzenli yaptırması gerekir.

Geçen sosyal medya sayfalarımda da kısaca paylaşmıştım. Bugün konuyu daha ayrıntılı anlatmak istiyorum. Kahkaha ve mutluluk kalbe iyi geliyor demiştik. Bakalım daha başka neler kalbimize iyi geliyor?

Öfke mi üzüntü mü diye sorarsanız eğer, kesinlikle üzüntü daha zararlı derim.

Çünkü üzüldüğümüz zaman bağışıklık sistemimiz çok ciddi düşmekte.

Uçuk çıktığı zaman halk arasında hemen “neye üzüldün” diye sorulur?

Üzüldüğümüz zaman bizim bağışıklık sistemimiz ciddi anlamda düşer ve hastalıklara yol açabilir.

Üzüntü kanserleri tetikleyebilir.

Hepimizin vücudunda kanser hücreleri sürekli üretilir ama bağışıklık sistemimiz bu kanser hücrelerini anında yok eder ve hastalığa izin vermez.

Bundan dolayı öfke anlıktır ancak derin üzüntü daha zararlıdır ve insanı öldürebilir.

Bundan dolayı üzülmemek lazım!

Karacaoğlan’ın şiirinden de örnek vermek gerekirse, şöyle diyor dizelerinde:

……………………………………………………………………………………………………..

Kemler iyi göremez
Gamlanma gönül gamlanma
Bin kaygu bir borç ödemez
Gamlanma gönül gamlanma

Koyun meler kuzu meler
Sular hendeğinde dolar
Ağlayanlar bir gün güler
Gamlanma gönül gamlanma

Yiğit yiğidin yoldaşı
At yiğidin öz kardaşı
Sağlık her şeyin başı
Gamlanma gönül gamlanma

Naçar Karac'oğlan naçar
Pençe urup göğsün açar
Kara gündür gelir geçer
Gamlanma gönül gamlanma

…………………………………………………..

Üzülme demek kolay belki, ama bunun yolunu bulup herkesin kendi yöntemlerini geliştirmesi lazım. Çünkü çözümü bizim elimizde olmayan şeyler için dertlenmek sadece kendimize zarar verir, sorunu çözmez.

Kendisini buna karşı korumayı becerebilen insanlar inanın çevresinde kendini hem bedenen hem de ruhen koruyabilecek bir kalkan örmeyi başarabilmiş insanlardır.

Bunu başarabilmenin önemli kriterlerinden biri de etrafımızdan negatif ve toksik insanları uzaklaştırmak.

Size sürekli her şeyin negatifini söyleyen, mutsuzluk timsali, dengenizi bozan insanları etrafınızdan uzaklaştırın. Pozitif enerji dolu, olumlu düşünen ve sizi sürekli içinizi ferahlatacak düşüncelerle donatan, yüzünüzü gülümsetecek insanlara da dört elle sarılın.

Masum bir çocuğu sevmek, masum bir hayvanı beslemek ya da başını okşamak, bir bitkiye bakmak ve seyretmek bile insanın enerjisine pozitif anlamda katkı sağlar.

Rahmetli ustamızı saygı ile analım bu vesile ile…

Kemal Sunal filmleri tam bir bağışıklık kalkanı…

Defalarca seyretseniz bile yüzünüzü güldürebiliyor…

Burada sizinle bir araştırma sonucunu paylaşmak istiyorum…

ABD'deki Kansas Üniversitesi'nden Psikoloji bölümü öğretim üyesi Dr. Tara Kraft ve Dr. Sarah Pressman gülümsemenin insan sağlığı üzerindeki etkilerini inceledi. İncelemeye alınan 169 öğrenci üç gruba ayrıldı. Birinci gruptan sadece tebessüm etmeleri, ikinci gruptan zorunlu bir şekilde gülümsemeleri, son gruptan ise içten bir gülümseme yapmaları istendi. Deney boyunca, katılımcıların kalp ritmi izlendi. Zorunlu olarak gülümseyenlerin bile kalbinde olumlu değişiklikler olduğu gözlendi. İçtenlikle gülen grubun kalp ritmi ise diğer gruplara oranla çok daha düştüğü belirlendi. Araştırmanın sonuçlarına göre zorla gülmeye çalışmanın bile stres üzerinde doğrudan etki yaptığı belirlendi. Tansiyonu ve şekeri artıran kortizol hormonunun çok gülen insanlarda daha dengeli çalıştığı tespit edildi. Verilere göre kahkahanın vücudun endorfin salgılamasına da yardımcı olduğu tespit edildi. Araştırmada, Kortizol hormonunun salgılanması minimum seviyeye indiren iyi bir kahkaha, bağışıklık sistemini uyararak, akciğerleri zararlı hormonlardan korumak hatta kalori yakmak için en sağlıklı yol olarak gösterildi.

Bu kadar sıkıntımız arasında nasıl gülelim diyenleriniz de olacaktır. Haklısınız… Geçim derdi, gelecek endişesi ve daha birçok problem insanların hayatının merkezine oturdu. Ama değiştiremeyeceğimiz şeyler için dertlenmemizin bize faydası maalesef yok. En azından tebessüm edebilmeyi hayat düsturu haline getirmek bizim sağlığımız ve yaşam kalitemiz açısından önemli.

Yeşile ve maviye bol bol bakmaya çalışın, bu insanı rahatlatır. Ormanlar ve denizler, kendimizle baş başa kalmamız bile bizim için doğal bir terapi yöntemi.

Pandemide hep el, yüz hijyeninden söz ettik buna ek olarak insanın ruhen de hayatını etrafındaki olumsuz uyanlara karşı temizleyip dezenfekte etmesi lazım.

Gerek ruh sağlığımız gerekse de fiziksel sağlığımız açısından bu üzüntü ile başa çıkmak çok önemli. Bunu başarmanın en güzel yolu da sevgi! Üzüntünün bedelini sağlığımızla ödemek zorunda değiliz. Her şey biter, her şey çözülür, kaybettiklemizin yerine yenileri gelir, yaralarımız kabuk bağlar ve yeniden iyileşir.

Hepsi çözülür…

Yeter ki ruhen ve bedenen sağlımıza sahip çıkalım…

O gittiği zaman geri dönüşü mümkün olmayabilir çünkü…

Sağlıkla ve sevgi ile kalın…

Gülümsemeyi ihmal etmeyin…

Mutlu pazarlar…